Gezi Alemi

e-Posta:    Şifre:     Kaydol | Şifremi Unuttum
 
Gezi Alemi ::::: St.Maarten ::::: St.Maarten ::::: Karayiplerin Cennet Adası St.Maarten...        
Ülke Şehir Ekleme Düzenleme Gezi Tarihleri Okunma Yorum Yazan 
St.Maarten St.Maarten 27 Şubat 2011 11 Mart 2009
13 Mart 2009
6469 4 Necati Ekmekçioğlu 

 Karayiplerin Cennet Adası St.Maarten...
 (Genel)

Yaşam, önüne katıp sürüklediği beni bu kez cennet bir limana getirip bıraktı. Kuzeyde Florida'nın açıklarıyla, güneyde Surinam'a kadar uzanan yaklaşık 4 bin kilometrekarelik uçsuz bucaksız sularda bir limana demir attı gemimiz.

Karaya ayak basmama çok az kaldı ve görkemli sayılabilecek bir limana girmek üzereyim. Heyecanlıyım, Türkiye'mizin 10 bin km uzağındayım. Yaklaşık elli saattir denizdeyim ve bu süre zarfında gördüğüm ilk ve tek ada işte tam karşımda duruyor.

Hâlâ güvertedeyim. Karaya ayak basmamış olmama karşın, bu hoş adadan söz etmek istiyorum sizlere. Karayip denizinin kuzey doğusuyla ve Hollanda Antilleri'nin arasında, Puerto Rico'nun yaklaşık 250 mil doğusunda, tropik ikliminde 75 bin kişinin yaşadığı bir cennet bu ada. Elbette, Karayiplerin en güzel adası Saint Maarten'i anlatmak istiyorum sizlere.

Bu cennetin, Hollanda'ya bağlı güney yarısı "Sint Maarten", Fransa'ya bağlı olan kuzey yarısıysa "Saint Martin" olarak adlandırılıyor. St. Maarten'in başkenti Philipsburg, St. Martin'in başkenti ise Marigot. İki başkenti olan ülkenin tamamı 100 kilometrekare civarında. Ülkede yaklaşık 40 harika plaj bulunmakta.
Bu ada, plajlarda güneşlenen insanların tepesinden fantastik Princess Juliana Airport'a iniş yapan uçaklarla ünlenmiş. İnanması zor, ama gerçek. Uçaklar inerken kumsalda güneşlenen turistlerin gölgesini keser, uçağın getirdiği rüzgâr ise turistleri âdeta serinletir..

Adanın isim babası tahmin edin bakalım kim? Doğru! Christoph Columbus. Kâşif, 11 Kasım 1493 yılında Aziz Martin'in anısına St. Martin ya da diğer deyişle St Maarten adını vermiş adaya. Columbus gemisinden hiç ayrılmamış, dolayısıyla adaya çıkmamış... O yıllarda adada Arawaks'lar olarak tanınan yerliler yaşıyormuş. Arawaks'lar adaya "Tuz Ülkesi" anlamına gelen "Sualouiga" derlermiş. Marigot şehrinde yer alan bir müzede, adanın ilk sakinlerinin kültürel mirası sergilenmekte.

1633 yılında St. Maarten'i ilk işgal eden İspanyollar olmuş. Adanın yerlilerden sonraki sakinleri olan İspanyollar, Fransız ve Hollandalıları buradan atmışlar. Aradan 15 yıl geçmiş, Fransa ve Hollanda adayı İspanyollardan geri almış. Bu cennetin iki ülke arasında paylaşımı hiç de kolay olmamış. İki ülke arasındaki sınır 1648′ten 1815′e kadar tam 16 kez değişmiş! Şimdilerde, adanın yüzde 60′ına Fransızlar, yüzde 40′ına ise Hollandalılar sahip.

Adanın gerçek sahipleri Arawaks'lar ise bu topraklara hakim olamamışlar! Binlerce kilometre uzaklardan, Avrupa kıtasından gelen yabancılar sahiplenmişler bu cenneti.

Adada, bildiğimiz anlamda sınır diye bir şey yok! Sınırda bir tabela var! Tabelanın bir tarafında "Welcome to France Side", diğer tarafında "Welcome to Dutch Side" yazıyor. Fransız tarafında Euro geçiyor. Hollanda tarafı içinse yanınızda Amerikan doları bulundurmalısınız. Yanılmıyorsam, Hollanda tarafında 110 volt, Fransa tarafında 230 volt kullanılmakta. Adanın bir tarafından diğer tarafını telefonla aramanın şekli milletlerarası! Dünyadaki tek "4 basamaklı ülke kodu" bu ülkeye nasip olmuştur. Fransız tarafında Fransızca konuşulur. Hollanda tarafında meramınızı anlatabiliyorsanız, Türkçe bile konuşabilirsiniz!
Bu cennete gelinir de denizin, kumun ve güneşin keyfi çıkarılmaz mı? Bana önerilen Maho Beach yerine Mullet Bay plajında palmiye ağaçlarının gölgesinde denize girmeye, tropik meyve kokteylimi yudumlarken de güneşlenmeye karar verdim. Soyunma kabini ve duşu olmasa da bu plajda kalmayı tercih ettim. Çünkü hafta sonu olması sebebiyle etrafında kiralayabileceğim lüks bir araçla 2 saatte tur atabileceğimiz kadar küçük bu adada, Avrupalı zengin malikâne sahipleri, devre mülkçüler, ABDli aktörler vs geldiğinden araba ve uçak trafiği yaşanmakta. Zamanımı yolda geçirmek istemiyorum.

St. Maarten elmas, saat, elektronik, eğlence ve kumarın cennetidir. İlgilenenler gönüllerince kumar oynayabilir ve vergisiz alışveriş yapabilir. Kaliteli ve markalı mağazalar istemeyeceğiniz kadar çok .
Eğer bu cennetin tarihiyle de ilgiliyseniz Marigot'u kuş bakışı gören Fort Louis Kalesi, mutlaka görülmesi gereken bir yer. Kale, 1789 yılında vali Jean Sebastien Durat tarafından şehri korsanlara karşı savunmak için yapılmış.

"Yediğin, içtiğin senin olsun, neler gördün onları anlat!.." dediğinizi duyar gibiyim. Peki, yediklerimi anlatmayayım. Ancak, rom'a haksızlık edemem. Bu tropik iklimde rom içmeden günüm geçmedi.

İsterseniz, sizlere adanın Fransa tarafında bulunan Kelebekler Vadisi'nden söz edeyim... Adada İngilizler de yaşıyor. İngilizler, adada bulunan Kelebekler Vadisi'ni canlandırmak, rengârenk kelebeklerin yaşayabileceği ve üreyebileceği doğal bir ortamı hem adalılarla, hem de adaya gelen turistlerle paylaşmak için bu cennet adayı mesken tutmuşlar. Kurdukları Kelebek Çiftliği tek kelimeyle bir doğa harikası.
Marigot yakınlarında, Galiano plajının hemen bitişiğinde bulunan parka geldiğinizde, Kelebek Çiftliği'nin hem kurucusu hem de işletmecisi olan kişi sizi kapılarda karşılıyor. Girişteki bahçe duvarları renk renk kelebek motifleriyle süslenmiş. Doya doya fotoğraf çekmeden duvarın önünden bir türlü ayrılamıyorum. Hemen girişte, muhtelif kuş türlerinin de bölgeyi ziyaret ettiği ve Kelebekler Vadisi'nin misafiri olduğu görülüyor.

Adeta açık hava müzesi olan Kelebek Çiftliği'nin tam ortasında sizleri etrafına topluyor, her bir kelebek türüyle ilgili detayları anlatıyor. Size âcizane önerim, kulağınız ondayken etrafınızla ilgilenin, kelebeklerin olağanüstü güzelliğini keşfetmeye zaman ayırın. Zira o inanılmaz güzellikleri gözlemlemek için doğanın bizlere tanıdığı süre son derece sınırlı. Ne acı ki, kelebek olma yolunda haftalarca süren koza ve tırtıl sürecinin sonrasında kavuştuğu bu güzellik dolu hayatları en fazla on gün sürüyor. Parmağınızı deklanşörün üzerinde tutup her an basmaya hazır olun.

Bu kelebek cennetine dünyanın dört bir yanından yüzlerce tür getirilmiş. Baykuş Kelebek, Mavi Morpho Kelebek en nadir ve ilginç olanlardan. Bu çiftlikte, yumurtadan kelebek olana dek geçen tüm aşamalar rahatlıkla izlenebiliyor. Kelebek Vadisi'ni ziyaret etmek için en uygun zaman sabahın erken saatleri. Bu saatlerde yeni doğan kelebeklerin ilk uçuşlarını görmek inanılmaz zevkli. Şaşıp kalıyorsunuz, gözünüzün önünde kozasından ayrılıyor ve renk cümbüşünün arasına katılıveriyor.
Sizlere, bir gezide aradığınız her ne olursa olsun bulabileceğinize inandığım bir cennet adadan seslendim. Hepinize macera, eğlence, doğa, fotoğraf ve niceleriyle dopdolu geziler dilerim.

Gezmek flört gibi, kalıp buraları sevebilirim. Ama en iyisi gitmek olsa gerek!

Daha görülecek o kadar çok yer var ki...

Hoşça kalın,

Necati Ekmekçioğlu









 Yazılan Yorumlar...
Erdin İVGİN
(28 Şubat 2011)

Necati Bey, hakangeziyor un belirttiği gibi bende daha önce bu adanın yerini haritada göstermem mümkün değildi. Sayenizde bu adayı tanımış olduk. Çok güzel bir ada gibi görünüyor. Sadece uçaklar inerken fotograf çektirmek için bile buraya uğramak isterdim doğrusu. Teşekkürler...

Ferudun Babacan
(27 Şubat 2011)

Rahmetli Barış derdi ki
Yaz dostum!
Ne güzel şey, paylaşmak!
Allah bize de nasip etsin!

NEŞE
(27 Şubat 2011)

Belgesellerde gördüğümüz bir cennette dolaştırdınız bizi...2 Günden fazla kaldıysanız bağımlılık yapabilir diye düşünüyorum.Darısı başımıza...

hakangeziyor
(27 Şubat 2011)

Necati Bey, haritada yerini bulmak için bile bayağı uğraştığım bu şirin cenneti bizlerle paylaştığınız için sonsuz teşekkürler...
Kaleminize sağlık...

 Yorum yazmak isterseniz...
 
Yorum Yazabilmek İçin Üye Girişi Yapmalısınız.