Gezi Alemi

e-Posta:    Şifre:     Kaydol | Şifremi Unuttum
 
Gezi Alemi ::::: Türkiye ::::: Yalova ::::: ÇINARCIK - Yeşil Cennet        
Ülke Şehir Ekleme Düzenleme Gezi Tarihleri Okunma Yorum Yazan 
Türkiye Yalova 28 Ağustos 2011 01 Ocak 2011
01 Ocak 2011
7859 1 Torun Çelebiler 

 ÇINARCIK - Yeşil Cennet
 (Genel)

Ağaçların ve yeşilliklerin arasından bir yol görürseniz önünüzde, bilin ki kesin Çınarcık'tasınız. Ağaç ve seraların cenneti Çınarcık; Yalova'ya bağlı, koca İstanbul'u karşısına almış ve birçok zenginliği barındıran bir yer... Coğrafi konum olarak da Yalova ile İstanbul karşı karşıyadır, fakat pek bir benzerlikleri yoktur. Örneğin, Yalova'nın nüfusu 120 bin iken, İstanbul'un nüfusu 13 milyona yakındır, gerçekten de büyük bir rakam değil mi? Başka bir farklılık ise, İstanbul'da çok sayıda tarihi yer ve eser olmasıdır. Galata Kulesi'nden tutun da Ayasofya Müzesi'ne, oradan da Aya İrini Kilisesi'ne kadar pek çok tarihi bina vardır. Bizans'tan kalan tarihi eserleri saymıyorum bile, ama Yalova'yı ele aldığımızda orada çeşme ve hamam gibi daha küçük tarihi yerler çoğunluktadır.
Biz Çınarcık'a geri dönelim. Aslında, Çınarcık'ın da birçok eski anısı var. Örneğin geçmişte, Antik Yunan döneminde, Çınarcık'ın adı "Kio" imiş. Kio, Yunanca "temiz hava" anlamına gelirmiş. Malum, bu güzel yerin ferahlatıcı havası sıkça karşılaşabileceğiniz türden değildir.

Çınarcık'ta yazlıklar çoğunluktadır ve bu da Çınarcık'ı bir "yazlık cenneti" yapar. Buraya genelde emekliler ve kafa dinlemek isteyenler gelir, ancak küçük çocuklar gürültüleriyle onlara pek izin vermeyebilirler. Buradaki yazlıkların çoğu denize sıfırdır. Bu da, Çınarcık'ı çevrede bulunan ilçelerden daha özel yapar.

Burada, yazlık evlerin güzelliği ve sıcaklığı komşuluk ilişkilerine de yansır. Yaz mevsiminde deniz havasına gelen Çınarcıklılar hemen her akşam birbirlerine ev ziyaretleri yaparlar ve her ziyarette enfes balık sofraları kurulur. Bu sofra sohbetleri komşuluk ilişkilerinde güçlü bir bağ kurar. Örneğin balkonun önünden geçen birine yemekten ikram edilmeden o kişi eve yollanmaz. Eğer güzel, çimenlik bir alan varsa, Ramazan ayında herkes oraya kendi masasını kurar ve tüm yemekler bu alanda servis edilir. Zamanı gelince top atılır ve hep birlikte oruç açılır.
Çınarcık yemekleri çok çeşitlidir, çünkü Marmara bölgesi pek çok iklim yaşar. Bu da birçok meyve ve sebzeyi aynı anda yetiştirme fırsatı verir çiftçilere. Ayrıca Marmara Denizi'ne bitişik olduğundan birçok balık mevcuttur burada. Çeşit çeşit balıklar, hepsi de birbirinden taze. Tam hayal kurarken bir ses duyulur denizden; "Balıkçıııı!" o zaman ağzınız kulaklarınıza varır ve "Varsa, ben de biraz balık alayım" dersiniz. Ah o deniz yok mu o deniz, içine çeker sizi.

Buranın denizi güzeldir ama biraz yaramazdır. Bazı günlerde o kadar temiz olur ki, denizin dibini görür sevinirsiniz. Bazen de, dalgalar gelir şaha kaldırır dipteki kumu. İşte o zaman hırçınlaşan denize öfkeyle; "Aman, yine şımaracağın tuttu!" dersiniz. Bu kadarla da kalmaz üstelik; nereden ne çıkacak korkusu yiyip bitirir sizi. Artık torpil mi çıkacak, denizanasına mı rastlayacağım korkusu "Eyvah yandık!" dedirtir size. Yine de denizin berrak olduğu bir zaman, yüzerken önünüzden bir balık geçince pırpır eder içiniz ve en güzeli öğlenin sıcağında o buz gibi denize girmektir. O soğuk tamamen kaplar içinizi ve "Ooh!" dersiniz kendi kendinize.
Biraz değişken de olsa havası güzeldir. Örneğin sıcak bir yaz gününde girersiniz denize, oh ne hoş! Akşama doğru uykunuz gelir, yatar uyursunuz. "Sabah mayomu giyeyim de denize gireyim" dediğinizde, iş işten geçmiş olur. Bakarsınız havada kara bulutlar devriyeye çıkmış, güneşi yakalamaya çalışır gibidirler. Güneş saklanır o iri kara bulutların arkasına. Sizin içinizi de bir hüzün kaplar haliyle. O yağan yağmuru görünce, evinizde televizyon denen aptal kutusuna hapsolursunuz, sanki bütün yaz onu izlemeye mahkûmmuş gibi. Saatler sonra, yine aynı şey... Ama o da ne? Küçük bir parıltı. Suçsuz güneşimiz, hapishaneden kaçmaya çalışıyor. Biraz daha bekliyorsunuz ve işte o an! Güneş tekrar parlıyor ve insanlar akın akın denize koşuyor. Size de bir heyecan geliyor, çekiyorsunuz kapıyı, fırlıyorsunuz denize.

İsterseniz denize de gitmeyebilirsiniz. Oturabilirsiniz evinizde ya da meşhur bir dondurmacılar sokağı vardır; haydi oraya gidin canınız soğuk çekince. Ne de olsa oranın dondurması yılın ilk karının tadına bakmak gibidir, Maraş dondurması kadar olmasa da. Bir de çikolata sosuna batırırlar ki aklınız gider. Hele o dondurmacılar sokağının denize bakan karşı tarafı var ya, olağanüstüdür orası. Sabahları sıcaktan sizi bunaltsa da, akşam tam bir disko havası vardır o sade dondurmacılar sokağında.
Eğer Çınarcık'a geldiyseniz, biraz zor olacaktır buradan ayrılmak; çünkü buranın temiz ve ferah havası bir kez girmiştir ciğerlerinize. Sizi serinleten denizi ve ağaçların yaydığı huzur bir daha karşınıza çıkmayabilir. Bahse varım ki, burayı hafızanızdan kazımak çok uzun sürecektir. Ne de olsa Çınarcık insanının hoşgörüsü, sevecenliği ve saygısı, belki de hayatınız boyunca içinizi ısıtacaktır. Bugüne kadar Çınarcık'ı görmediyse gözleriniz, çok şey kaçırmışsınız demektir. İşte Çınarcık böyle bir yerdir. "Marmara'nın çiçeği, gonca gülüsün sen/Hangi kalp çarpmaz, hangi genç çırpınmaz/Şu cazibeli duruşunla gönülden seslensen yurdumun çok güzel, şirin beldesi/çınarcık unutmayın hepiniz gülümseyin azıcık /Eşraf, sakinler, gelmeler yok /Çınarcık'lıyız. Bir birimizi tam özge candan kucaklayacağız.

Getirip güzelliklerine sevgimizi katacağız. Marmara'da övgüye layık olacak Çınarcık. Mutluluklar olacak, haydi gülümseyin azıcık.

BERİT ÇELİK- Çınarcık'ı seçmemin nedeni, oradaki insanların çok iyi ve cana yakın olmasıydı. Ayrıca denizin ve havanın da insanı kendisine çekmesi bir başkaydı oralarda...
Not: Bu yazı, Evliya Çelebi'nin doğumunun 400. yılı anısına hazırlanan ve tüm geliri UNICEF Türkiye Komitesi'ne bağışlanan "Torun Çelebiler Seyahatnamesi, 2011" adlı kitaptan editörlerin özel izni alınarak yayımlanmıştır.








 Yazılan Yorumlar...
NEŞE
(30 Ağustos 2011)

Sevgili Berit,bir de sen Çınarcığın 40 yıl önceki halini görseydin kimbilir neler yazardın ?4 gün önce oradan geçtim Armutluya doğru ve kendi kendime "Ben nereye geldim ?"dedim..Herşeye rağmen İstanbul un çok yakınında böyle bir nefes alma noktası şahane !Çok teşekkürler..

 Yorum yazmak isterseniz...
 
Yorum Yazabilmek İçin Üye Girişi Yapmalısınız.