Gezi Alemi

e-Posta:    Şifre:     Kaydol | Şifremi Unuttum
 
Gezi Alemi ::::: İtalya ::::: Venedik ::::: Venedik'te Karnaval - (Bölüm 4)        
Ülke Şehir Ekleme Düzenleme Gezi Tarihleri Okunma Yorum Yazan 
İtalya Venedik 04 Mart 2013 01 Mart 2011
06 Mart 2011
4063 0 Setenay Süzer 

 Venedik'te Karnaval - (Bölüm 4)
 (Genel)

Gezimizin dördüncü günü, programımızda Büyük kanalın Kuzey bölümü ve Ca d'oro sarayının gezilmesi  vardı, ancak sabah erken San Marco meydanına geldiğimizde, üç gündür sisli puslu soğuk havanın yerine, yeni doğmuş güneşin ışıltılarını görünce, bu gün adalara gidip rengarenk evlerin ışıklı fotoğraflarını çekmek daha güzel olacak diyerek kahvaltı sonrası rotayı Fondamente Nuove iskelesine çevirmeye karar verdik. Pırıl pırıl, masmavi gökyüzü altında çok daha güzel fotoğraf veren türlü çeşit kostümlü gönüllüler de sanki daha bir heves ve kalabalıkla gelmişlerdi. Biz de aynı coşkuyu fazlasıyla paylaşıp onların yine bol bol fotoğraflarını çekip mutlu olduk.

 

 Santi Giovanni e Paolo bazilikası...
 

Kahvaltı sonrası, şehrin kuzeyindeki adalar iskelesine kadar  uzanan dolambaçlı sokaklarını keyifle gez geze, şehir hastanesi ve San Marco dan sonra Frari ile ikincilik için çekişen Santi Giovanni e Paolo kilisesinin olduğu meydana geldik. Adalara bir an önce varma telaşından, kiliseyi gezip göremedik ama meydanda bir süre soluklanıp fotoğraflar çektik. San Zanipolo olarakta anılan kilise 1430 yılında Dominiken keşişleri için inşa edilmiş, 25 dükün ve Cumhuriyetin önde gelen kişilerinin mezarlarının bulunmasından dolayı Venedik'in Panteonu olarak anılır. Meydanda ayrıca, mermer ön cephesi ile göz alıcı güzelliğe sahip şimdilerde hastane olarak hizmet veren Scuola Grande di San Marco binası ve kumandan Bartelomeo Colleoni'nin binici heykeli de yer alıyordu. Colleoni, uzun yıllar Venedik'e hizmet vermiş paralı bir askermiş ve heykelinin San Marco meydanına dikilmesi karşılığında şehre son derece yüklü bir miras bırakmış. O güne kadar hiçbir liderin heykelini dikmemiş olan ve kişileri kahramanlaştırmaktan özellikle sakınan Cumhuriyet, mirası almak istemiş ama paralı askerin heykelinin özelliklede Piazza San Marco gibi çok önemli meydana konulmasına sıcak bakmamış. Mirastan vazgeçmek istemeyen senatonun kurnazlığıyla sonunda uzlaşma sağlanmış ve Colleoni'nin heykeli Scuole Grande di San Marco meydanına dikilmiş. Böylelikle isimlerdeki San Marco benzerliği ile asıl meydan kurtarılmış.

 

 San Marco'da güneşli güne merhaba...

 Karnavaldan görüntüler...
 

 Karnavalda köpekler de eksik kalmamış...
 
 

Önceki birer günlük iki Venedik seyahatimde, adalara gitme fırsatını bulamamışken şimdi bir tam günü ayırıp Murano ve Burano adalarını gezebilmenin keyfini yaşayacaktık. İskeleye geldiğimizde, dönüşte tekrar yürümek zor gelecek düşüncesiyle, 16 EU ücretli (2012 yılında 18 EU olmuş)  12 saatlik vaporetto bileti aldık. Murano adasına 41 ve 42 nolu vaporettolarla gidiliyor. Seyir güzergâhında ilk olarak, karşıdan görülen ve ölüler adası olarak bilinen San Michele var. Venedik'in meşhur mezarlık adası. Ölülerin, artık şehir yerine San Michele adasına gömülmesine 1800 lü yılların başında Napoleon karar vermiş. Mezarların bu adada kalmasına sadece on yıl izin verilir. Mezar sahibi, ölmeden önce naaşının bir süre daha burada tutulması konusunda bir şey yapmamışsa (ki, buna çok az Venediklinin parası yeter) vakti geldiğinde yeni gelenlere yer açmak için mezarlar açılır ve kemikler yakılmaya gönderilir.


Vaporetto, cam üfleme sanatıyla ünlü Murano adasının Colona iskelesine varınca, Büyük kanala  doğru ilerlerken Fondamenta Vetrai deki gördüğümüz hemen bütün mağazalara gire çıka, ufak tefek alışverişlerle, rengarenk cam ürün çeşitlerini seyretmenin keyfini yaşadık..Yol üzerinde rastladığımız San Pietro Martire kilisesindeki abartılı avizeler dikkat çekici geldi, daha önce işlemin nasıl yapıldığını bildiğimizden, bir cam atölyesini görmek için ikimiz de istekli değildik. O nedenle  hiç aramadık, büyük kanala geldiğimizde yüksek kemerli Ponte  Longo köprüsünden geçip kıyıda  sıralanmış geniş teraslı lokantaları görünce hem dinlenmek hem de öğle yemeğimiz için Trattoria Ai Frati yi gözümüze kestirdik. Sıcacık sebze çorbamızı içtikten sonra, peynirli kıymalı Raviolilerimiz beklerken yakındaki iskeleye gelen gidenleri seyredip, kış güneşinin sıcaklığını içimizde hissederek dinlenmek çok güzel geldi. .Yemekten sonra bir saat kadar Murano'nun dar sokaklarını, meydanlarını gezdik.

 

 Comet Glass Star ve Murano saat kulesi...

San Pietro Martire kilisesi-Murano...
 
 

Cam üretimi, Venedik'te 10.y.yıla kadar uzanır. Venedik Cumhuriyeti, açık ocakların şehrin ahşap binaları için yangın tehlikesi doğurması nedeniyle 1291 yılında bütün cam işleme fabrikalarının,  önceleri balıkçılık ve tuz imalatı ile geçinen Murano adasına taşınmasına karar vermiş. Ada zamanla gelişmiş, 16.yy başlarında nüfusu 30.000 i bulmuş. Burada çalışan ustalara imtiyazlı yaşam ayrıcalıkları tanınmış, onlar da asırlar boyu meslek sırlarını saklı tutmayı başarmışlar. Bir ara ustaların adadan ayrılmalarına bile izin verilmezmiş. İlk gözlüğü 14.yüzyılın başlarında Muranoluların bulduğuna inanılır. Devlet sarayları, diplomat ve aristokratların villalarını süsleyen en kaliteli pencere camları, aynalar, kristal avize, cam boncuk, altın işlemeli cam eserler yıllarca sadece Venedikle sınırlı kalmış. Diğer ülkelerin Murano nun sırlarını öğrenmeye başladığı 19 yy da adanın önemi azalmaya başlamış. Cam endüstrisi eski standartlarla karşılaştırılamayacak ta olsa mevcut birkaç cam atölyesinde yaratıcı tasarımlarla günümüze kadar devam etmiştir.

 

 Burano adası kanalları...

 Venedik Karnavalında Burano adası...
 
 

Adaya gelmeden önce Cam müzesini görmeyi planlamıştık ama dükkânlarda vitrinlerde gördüğümüz cam ürünlerin seyri bize yetmişti, vakit kaybetmeden bir an önce Burano adasına gidelim deyip müzeden vazgeçtik. Faro (deniz feneri) iskelesinden kalkan vaporetto ile yaklaşık 45 dk sonra, canlı sıcak renkli evlerinden dolayı en çok merak ettiğimiz, otantik eski bir balıkçı köyü olan Burano adasına geldik. Evlerin renkliliği konusunda, geceleri sarhoş balıkçıların birbirine benzer evler arasında kendilerinkini kolay bulmaları amacıyla rengârenk boyadıkları hikaye edilir. Adada 2 saat kadar kalıp hemen bütün sokaklarına girdik çıktık, cıvıl cıvıl parlak, gökkuşağının bütün renk tonlarına boyanmış önleri, çiçekler heykelciklerle süslü bu şirin evlerin fotoğraflarını çekmek çok eğlenceli oldu. Adanın kızlı oğlanlı çocukları kendi çaplarında karnavalı kutluyorlardı, onlar da sevinerek bize poz verdiler.

 Burano adası dantel dükkanları...

 Burano adasının bıçkın juniorları...

Burano adası kızlarının karnaval coşkusu...

Bir zamanlar burada dünyanın en güzel dantelleri üretiliyordu. Adaya özgü Punto in Aria işi Avrupa da en çok satılan modeldi. Günümüzde yerel mağazalarda satılan dantellerin büyük bölümü, Uzak  Doğu Asya'dan ithal edilir. Gerçek Burano danteli sadece Scuola del Merletto (dantel okulu) da üretilir. Okul, adanın kadınlarına eğitim vermek üzere 1872 yılında açılmıştır. Ancak el yapımı işler, ucuz ithal mallarla yarışamayınca, yapan ustaların sayısı çok azalmıştır. Bu ustalardan birine adadan ayrılacağımız son anda, Güzin'le vapuru kaçırmamak için koşar adım giderken, yakınlarıma hediyelik  dantel elişlerinden tekrar almak üzere aceleyle girdiğim bir dükkanda tesadüfen rastlamak benim için günün en şanslı anıydı. Satışı yapan genç bir hanım kasadaydı, yaşlı hanım ise türlü çeşit zenginlikteki dantellerin arasında geleneksel tarzda elişi yapmaktaydı. Sevinçle fotoğraf için izin isteyip 4-5 pozunu çekebildim. Günbatımında orada olup çok daha güzel fotoğraflar çekilebilirdi ancak son vaporetto saati buna izin vermedi.

 Burano adasında son dantel ustalarından...

 

 

 

 Burano'nun renkli evleri...
 
 

Dönüşte tıklım tıkış vapur Muranoya uğrayıp daha da kalabalıklaştı. Toplam 1.5 saat sonra  Venedik Nouvo iskelesine ulaştık. Başlangıçta 12 saatlik bilet almamız hem pratiklik yönünden hem de günün yorgunluğu ile yürüyecek halimiz kalmadığından isabetli oldu. Oradan vaporetto ile önce Roma meydanına, ikinci aktarma ile oldukça geç vakit San Marco'ya varabildik. Otelimize çok yakın bellediğimiz restoranda akşam yemeğimizi yedikten sonra, bu çok güzel geçen günün sonunda ertesi gün zinde kalkabilmek için uyumak en güzeli diyerek, otele döndük...


Devam edecek...













 Yazılan Yorumlar...
  Henüz Yorum Yazılmamıştır
 Yorum yazmak isterseniz...
 
Yorum Yazabilmek İçin Üye Girişi Yapmalısınız.