Ufukta Giza piramitleri: Keops, Kefren ve Mikerinos...

Kahire’nin güney mahallelerindeyiz. Oteller ve işyerleri arasından başımızı kaldırıp bakıyoruz ki, bir de ne görelim! Giza piramitleri koç gibi gözüküyor uzaktan. Yaklaştıkça, piramitlerin yüzeyinin düz değil, basamaklı olduğunu fark ediyoruz.

Giza piramitleri günümüzden hani neredeyse 4.600 yıl öncesine tarihleniyor. Eski Kırallık’ın 4. Hanedan döneminde yapılmış hepsi. 4. Hanedan da İÖ 2613-2498 arasında 115 yıl hüküm sürmüş.

“Dünyanın en çok fotoğrafı çekilen anıtları” unvanına sahip piramitler, işte tam karşımızda duruyor. Menemen bardakları misali, dizim dizim dizilmişler! Eylül’üm fotografik ilgisini Sfenks’te yoğunlaştırırken, Ahmet’im her bir piramidi avuçlarının içine alabilme gayreti içinde gözüküyor fotoğraf karelerinde. Umduğumuzdan biraz daha küçük görünüyor gözümüze nedense piramitler. Demek ki, hayal dünyamızda pek bir büyütmüşüz bu anıtları.



“Misafir, umduğunu değil, bulduğunu ziyaret eder!” mealinde pek hoş bir sözümüz yok muydu bizim? Yıllar ilerledikçe, hafızam sanki gidip gidip geliyor gibi ama, piramit ziyaretimize de uyuyor sanki bu söz! Ben çölün ortasında sanırdım piramitleri, oysa, Kahire’ye hepi topu 18 km mesafede aslan gibi yatıyor hepsi de. “Hangi saatte piramit ziyaretine gidilir acaba?” gibi bir soru geçiyorsa aklınızdan, “gün doğumu ve batımında ısı ve ışık mükemmel”, diyebilirim.

Keops Piramidi - 43 asır boyunca dünyanın en yüksek yapısı!
Piramit Yolu’na girdiğimizde karşımıza ilk çıkan Khufu (Keops) Piramidi ya da en çok bilinen adıyla Büyük Piramit oluyor. Khufu, 23 yıl hüküm sürmüş bir firavun. İÖ 2589-2566 yılları arasında... İşte bu firavuna mezar olarak İÖ 2560 yıllarında, 20 yılı aşkın bir zamanda inşa edildiğine inanılıyor Keops’un.

Giza’da antik Memfis mezar kentinde bulunan piramitlerin en eskisi ve en büyüğü. Her büyüklük gibi, bunun da ciddi bir maliyeti olmuş! 2.3 milyon taş blok kullanılmış. Ha babam, de babam derken, sabah olmuş erken!..

Ve bir sabah kalkıp bakmış ki firavun, bu müthiş anıt 147 metreye ulaşmış. 100 bin işçi çalışmış ve buna karşın, 20 yıl sürmüş inşaat!.. Antik dünyanın yedi harikasından ayakta kalabilenler sadece piramitler olmuş. Bir zamanlar “Büyük Piramit’te piknik” yapmak pek popülermiş. Şimdilerde yasak tabi ki.



Ortalama 2,5 ton gelen kireçtaşı bloklar düşünün. Bu nasıl bir ağırlık olsa gerek derseniz, bir arabanın ortalama 1 ton civarlarında olduğunu düşünsek... 2 küsur milyon tane arabayı bir yığın yapsak... Ortaya 2 milyon ton civarlarında bir ağırlık çıkıyor. Üstelik, o zamanlar kamyon yok, modern vinçler yok... Şaşmamak elde değil doğrusu... Üstelik, tabana yerleştirilen kimi blokların tek bir tanesinin 15 ton ağırlığa ulaştığı da olurmuş!

Büyük Piramit’in içinde tamamlanmamış iki mezar odası görüyoruz, burada iç organların saklandığı kavanozlar mı bulunuyordu acaba, diye düşünmekten alamıyoruz kendimizi. 47 metrelik muhteşem Büyük Galeri’den geçip asıl mezar odasına ulaşılıyor. Burada boş bir lahit duruyor, amma ve lakin mumya bulunamamış. Beş tekne çukuru gözümüze çarpıyor, üçü boş. Birinde de monte edilmemiş bir güneş teknesi bulunuyor.

Eski krallık yöneticilerinin cesetlerinin içine konduğu lahitler gök tanrıçası Nut’un vücudu olarak sembolize edilir ve tanrıçanın korumasının temin edilmiş olduğuna inanılırmış. Önce bir kent yapılmış, taş bloklar taşınmış ve yığılmış. Yüzeyin düzleştirilmesi için uzun zaman çalışıldığı sanılıyor. Taş blokların nasıl yerleştirildiği ise henüz tam olarak açıklanabilmiş değil. Kimi teorilere göre, spiral bir rampadan çıkarılan taş bloklar üst üste konuyormuş. Rampa ıslatılıyor, etraf çamur olunca taş bloklar itilerek kaydırılabiliyormuş.



Kimi iddialara bakılırsa da, taş bloklar dev manivelalarla kaldırılıyormuş! İÖ 450’de Mısır’ı ziyaret eden Tarihçi Herodot'a göre, ağır granit blokları, piramidin üst bölümlerine çıkarmak için 925 metre boyunda, 19 metre genişlikte bir rampa yapılmıştı! Sadece bu rampanın yapılması bile 10 yıl sürmüştü! “Tarihin babası” Herodot’a saygımız tabi ki sonsuz, ancak, onun Mısır ziyareti de piramidin yapımından 2.100 yıl kadar sonra... Herodot Kahire’ye geldiğinde rampadan geriye nasıl bir iz kalmıştı acaba?

Dışındaki parlak koruyucu kaplama yok olduğundan 147 metrelik boyu zamanla 139 metreye düşmüş zavallı piramidin! Ama yine de 43 asır boyunca dünyanın en yüksek yapısı olarak kalmış, ancak 19. yüzyılda geçilebilmiş Keops.

Piramit çevresinde üç küçük piramit daha bulunuyor. Bir de mabet kalıntıları göze çarpıyor. Üç minik piramidin firavun Keops’un ailesine ait mezarlar olduğu sanılıyor. Kraliçeler Piramitleri olarak anılıyorlar gerçi ama, mezarların kimlikleri pek bilinmiyormuş.

4.600 yıl önce nasıl bir matematiksel yetkinliktir bu?
Piramidin kare tabanı yaklaşık 50 bin metrekarelik bir alana oturuyormuş. Karenin her bir kenarı ise 230 metreymiş. 4.600 yıl öncesinden söz ettiğimize göre, birkaç metre şaşmıştır belki, diye hoşgörümüz olabilir değil mi? Bizim olsa da, firavunun baş mimarının yokmuş. 230 metrelik kenarlarda en büyük şaşma 4 santimi geçmiyormuş!

Piramidin içinde, tepeden 100 metre aşağıda, tabandan 40 metre yukarıda firavunun odası bulunuyor. Biri kraliçeye ait olan iki oda daha bulunuyor Keops piramidinde. Eski Mısırlıların neslinden geldiklerini iddia eden Kıptiler, bu piramidin tanrılara ait bilgiler barındırdığına inanıyorlar.



Napolyon ordularının Mısır'ı işgali sırasında Fransız mühendisler, dört kenarının dört ana yöne dönük olduğunu ve boylam dairesinin de tam piramidin doruğundan geçtiğini fark etmişler. Doruktan geçen diyagonal çizgiler kuzeye doğru uzatıldığında ise Nil Deltası'nı iki eşit parçaya bölmekteymiş!

Piramidin çevresi, bir yıl içindeki gün sayısını göstermekteymiş. Bu çevrenin iki katı, Ekvator'da bir boylam derecesinin bir dakikasına eşitmiş! Piramidin ağırlığı 10 üzeri 15‘le çarpıldığında, dünyanın yaklaşık ağırlığını vermekteymiş. Piramidin yüksekliği 109'la çarpıldığında dünyanın güneşe uzaklığı yaklaşık olarak çıkmaktaymış. Piramitlerde radar gibi cihazlar çalışmıyormuş. Arkeologlar bu yüzden hala bazı odaları bulamamış.

Antik Mısırlıların kübit’i metreden daha dakik!
Günümüz uzunluk ölçüsü olan metrik sistemin birimi metre, kutuptan ekvatora kadarki meridyen uzunluğunun on milyonda biriymiş. Bu ölçü Fransızlar tarafından, Mısır’ın işgalinden kısa süre önce bulunmuş.



Piramidin ölçüsü olarak kullanılan kübit ise, eski Mısırlıların kullandığı ölçüymüş. “Kübit” “metre”den binlerce yıl önce bulunmuş. Bir kübit'in uzunluğu bir metreye çok yakınmış. Ve de, metreden daha dakik bir birimmiş! Çünkü kübit herhangi bir meridyen çevresine değil, kutup ekseninin uzunluğuna göre hesaplanmış. Meridyen uzunlukları, dünya çevresine göre değişebilmekteymiş! Bakar mısınız bilgilere! Bir süre sonra, bir de bakmışız ki, metreyi bırakıp kübit’e geçivermiş insanlık alemi! Olur mu olur!..

Sfenks: Firavun yüzlü aslan dünyanın en yaşlı anıtsal heykeli
Keops’un çevresinde dev gibi bir aslan heykeliyle karşılaşıyoruz. Heykelde bir gariplik fark ediyoruz hemen! Aslanın yüzü insan yüzü çünkü! Üstelik de kral sakalı var aslanın! İÖ 2.500’lere tarihleniyormuş firavun yüzlü aslan!

İÖ 450’lerde Herodot piramitleri ziyaret etmiş. Etmiş etmesine de, Sfenks’ten tek söz bile etmemiş! Acaba Sfenks gözüne çarpmamış olabilir miydi? Olabilir dersek, “tarihin babası” olarak anılan Herodot’a haksızlık etmiş olmaz mıyız? Herodot’un Mısır’a geldiği yıllarda, muhtemelen kumla kaplıydı insan yüzlü aslan anıtı!

Anlaşıldığı kadarıyla, kim, niye, ne zaman yaptı, gibi soruların yanıtı, henüz pek net değil. Sfenks’in burnunun askerlerin atış talimleri sonucu düştüğü rivayet olunuyor.



Kefren Piramidi - Topuklu pabuç giymiş sanki!
Uzaktan baktığımızda, Kafre de denilen “Kefren” piramidi Keops’tan yani Büyük Piramit’ten sanki daha büyükmüş gibi geliyor bize. Aslında, değilmiş! 60 santim kadar daha alçak olmasına karşın bu piramit yaşama daha yüksek bir yerden başlamış. Bu nedenle de, kısa olmasına rağmen daha uzun görünüyor. Bu yanılsamanın nedeni ise Kefren’in oturduğu platformun daha yüksek olması. Piramidin her iki girişi de halka kapalı.

Firavun Kefren İÖ 2558-2532 yılları arasında 26 yıl hüküm sürmüş. 1853’e dek kısmen kumla kaplandığından çok iyi korunmuş piramit. 1853’te Fransız arkeolog Mariette kazıyı başlatmış. Mabette kullanılan taşlardan en büyüğünün kenarı 13 küsur metreymiş! Ya ağırlığına ne buyrulsa beğenirsiniz? 163 ton... Hayat Kefren’in de belini tıpkı Keops gibi bükmüş, zavallı 7 metreye yakın bir irtifa kaybetmiş!

Mikerinus - Kırmızı piramit
Ve işte sıra geldi grubun en küçük piramidine! “Mikerinos” en son inşa edilen ve en küçük piramit. Diğerlerinin ancak yarısı kadar. Büyük piramitler çağının sonunu ifade ediyor. O dönemde merkezi gücün azaldığının bir kanıtı da piramitlerin küçülmesi!



Kefren’den sonra gelen firavun Mikerinus tarafından başlatılıp oğlu tarafından tamamlanmış. Firavun Mikerinus İÖ 2532-2503 yılları arasında 29 yıl hüküm sürmüş. Piramidin üzerindeki koruyucu kaplama Asvan granitinden. Bu granitin renginin kırmızı oluşundan dolayı “Kırmızı Piramit” olarak da anılıyor Mikerinus.

Firavun mezarlarını barındıran üç piramidin çevresinde çok sayıda mezar bulunuyor. Firavun ailesine, aristokratlara, yüksek memurlara ait dikdörtgen şeklindeki bu mezarlara Mastaba deniyor. Giza'da çalışanlar için bir kasaba inşa edilmiş, içinde de fırın, bira imalathanesi ve bakır eritme kompleksi kalıntılarına rastlanmış.

Üç piramidin taşlarıyla Fransa’nın çevresine duvar!
Napolyon hesaplatmış, üç piramidin taşlarıyla, Fransa’nın çevresine bir duvar örülebilirmiş. Hem de öyle bir duvar olurmuş ki bu, 30 santim kalınlığa, 3 metre yüksekliğe bana mısın demezmiş! Çin Seddi’nden sonra Fransa Seddi? Olur mu olur!..



Giza ile el-Faiyum arasındaki piramit sayısı 80’i aşkın. Çoğu yıkılmış. Piramitler “sonsuzluk evleri” olarak anılırmış. Piramitlerin inşa nedeni üzerinde hâlâ pek çok soru işareti uçuşup duruyor. Peki bu piramit çılgınlığının nedeni neymiş?

İnanışa göre, öteki dünyada ruhların iyi durumda oluşu bedenlerinin zarar görmeden korunmasına bağlıymış. Bir teoriye göre, bu dev mezarlar bedeni koruyacakmış. Resim ve heykellerde kuş olarak ifade edilen ruhun piramitteki bedeni ziyareti sırasında piramit ağırlama işlevi görecekmiş.

Piramit işçilerine soğanlı, pırasalı ödeme!
Giza piramitlerinin mükemmelliği ancak 3. Hanedan döneminde gerçekleşebilmiş. Yaklaşık iki asırlık bir deneyim birikimi gerekmiş bu mükemmelliğe ulaşabilmek için.

Piramitler köleler tarafından mı inşa edilmiş? Filmlerde kırbaç altında taş taşıyan köleler gösterilir hep ama, bilimsel araştırmalar pek bu kanıda değil anlaşılan! Piramitlerin, kendi isteğiyle, ücret karşılığı çalışan işçiler tarafından inşa edildiği ortaya çıkmış. “Mercimek, soğan ve pırasa” ile ödeme yapılıyormuş! İşçi ordusunu yöneten usta sayısının da birkaç binden az olamayacağı tahmin ediliyor!



Muhteşem piramitler, sadece ve sadece “zenginlik ve istikrar dönemlerinde” inşa edilebilmiş! Çünkü, bu görkemli anıtların inşası için zorunlu olan tartışılmaz otorite ve yönetsel mükemmellik ancak refah dönemlerinde mevcutmuş.

İlk piramitler Mısır birleştiği zaman inşa edilmiş. Peki, ne zaman durmuş piramit inşası? 6. Hanedan döneminde merkezi otoritede zaaflar ortaya çıkmaya başlayınca, iç çekişmelerin derdine düşmüşler, “harç bitti, yapı paydos!” diyerek unutuvermişler piramitleri! Aslında, piramit inşası birleştirici bir unsur olarak da görülmüş olabilir firavunlarca. Sosyal hiyerarşinin bir simgesi olarak bile düşünülmüştür belki de. Piramidin şeklini gözünüzün önüne getirin hele bir; piramidin en tepesi firavunu, tabanı da onu destekleyen köylüler ordusunu simgeliyor olamaz mı? Bana sorarsanız, olur mu olur!..

İyi seyahatler…





 Yazılan Yorumlar...
ESRA KARAKOÇ
(28 Eylül 2011)
Hocam harikasınız öğrencilerinize her konu da önder oluyorsunuz
saadet
(29 Mayıs 2011)
Beyninize, elinize, kaleminize sağlık. Sayenizde oraları buradayken gezmiş olduk. Güzelliklere çocuklarınızın da katkısı gerçekten büyük. İnşaallah bir gün oralarda bizleri de dolaştırırsınız.
Teşekkürler.
Davut Tüzüner
(09 Mart 2011)
Birader bu dünyada işin iş, gezip duruyorsun, kıskanmaya başladım bilesin, yazı her zamanki gibi süper
Belkis C. Cetinsoy
(08 Mart 2011)
Murat Bey, Mısırı ve piramitleri görünce benzer sorgulamaları yaşamışız. Etkileyici olduğu kesin. Elinize sağlık güzel yazı. :)
ümit sarıaslan
(07 Mart 2011)
Sevgili Kardeşim Murat,

(Keops, Kefren, Mikerinos)
Senin için de dünyadan muradalmak herhalde gezmek olsa gerek. Çok şeye şaşar, şaşırırım dünyada; "şaşırmak", insanı anlamak için "derin bakış" anlamında!
Boşuna dememiş bilge: "Aydınlık şaşkınlığın kızı!" diye...
Bu piramitler de öyle. İnsanın KeKeMe olmaması mümkün değil bakıp da. Hele de "taş"ların ardındakini ya da sırtında taşıyıp getirdiğini düşünüp-düşlemleme zahmetine girerse biraz!
...
Yaşayagittiğimiz "akıldışı akılcılıklar" (!) piyasasında aslında en iyisini sen yapıyorsun: Taşlarda gizli, taşa sinik g-iz-ine, öyküsüne çağrıyla insanı. O "öykü"ye de, sana da, "çocuklar"a da selam olsun! Ümit Sarıaslan.
Esra Findik
(07 Mart 2011)
Sevgili Muratcigim,
Eline gonlune saglik. Hele de Ahmet ve Eylul icin ne kadar harika bir deneyim. tesekkurler ediyor ve bir sefer de bizlerle gitmeni diliyorum. Sevgiler.
Esra Korad
(07 Mart 2011)
Murat hocam, önde güzel çocuklariniz arkada muhteşem Mısır manzarası ve de insanın kendini orada gibi hissetmesini sağlayan yazınız...
Ellerinize yüreğinize sağlık:)))
Nejdet Tanrısever
(07 Mart 2011)
Muratcığım gezilerin sayesinde gitmiş kadar oluyoruz.
İyiki varsın.Hoşçakal
hakan altunbag
(07 Mart 2011)
murat hocam ilk gezi programlarınızdan haberimiz olsun vallahi muhteşem herşey
Hülya Kurt
(07 Mart 2011)
Murat Bey, elinize, kaleminize, gözünüze sağlık sayenizde yine çok güzel gezdim hem de tarih öğrendik Çok teşekkürler.
semih deniz
(07 Mart 2011)
Abi eline sağlık büyük keyif aldım.
Mustafa Aslan
(07 Mart 2011)
Hocam eline sağlık çok keyif aldım
Hayrünnisa Erdem
(07 Mart 2011)
Murat Hocam; Yüreğinize sağlık. Çok güzel olmuş, her zaman olduğu gibi.
Erdoğan Atmış
(06 Mart 2011)
Hocam,
sizinle birlikte biraz daha gezmiş olduk.
Çok teşekkürler.
nevin ozkan
(06 Mart 2011)
Ne guzel bir yazi! Umarim bir gun ben de oralara gidebilirim!
Necati Ekmekçioğlu
(05 Mart 2011)
Muratcığım güzel yazınla anılarımızı canlandırdın...
Ne güzel bir gezi olmuştu.
Eline sağlık.
Melih Eriş
(05 Mart 2011)
Sevgili Murat harikasın
Reha Kutal
(05 Mart 2011)
Merhaba. Çok akıcı yazmışsın,hepsini okumak zorunda kaldım.fotoğraflarında güzeldi.Teşekkürler.
mehmetculum
(05 Mart 2011)
Ansiklopedik bilgileri çabuk unuturum ama resimler aklımda kalır. Kızımız da epey büyümüş maşallah.
Paylaştığın için teşekkürler.
NEŞE
(05 Mart 2011)
Meraklı küçüklerle yaptığınız gezi çok faydalı olmuştur onlar için...Bizim içinde güzel oldu,fotolarınız çok güzel,keyifle okuduk...Herodot için ben de aynı şeyleri düşünüyorum,herhalde Tarihçi baba da duyduklarını aktardı bizlere..
hakangeziyor
(05 Mart 2011)
Hocam, her zamanki gibi bizi yine aldınız gittiniz gezdiğiniz yerlere...
Kaleminize sağlık...