-25 Derecede Moskova

2010 Aralık ayında Moskova’ya görevli olarak gittim ve on beş gün bu şehirde kaldım. Gidiş tarihini kendim belirlememiştim. Sizin de tahmin ettiğiniz gibi Moskova’ya yaz aylarında gitmeyi tercih ederdim. Ancak karanlık ve soğuk kış günlerinde yaptığım bu gezinin de farklı bir tadı oldu. Moskova’da geçirdiğim bu on beş günün ardından edindiğim tecrübelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Rusya Federasyonu

Doğu Avrupa ile Kuzey Asya'ya yayılmış olan Rusya Federasyonu 17,075,400 km²'lik yüzölçümü ile dünyanın en geniş ülkesi. Dünya haritasını açıp baktığınızda, ülkenin ne kadar büyük olduğuna şaşırmamanız mümkün değil. Nüfus sıralaması olarak ise dünyada sekizinci. 60 farklı etnik grubun yaşadığı Rusya Federasyonunun nüfusu 141 milyon, bunun 116 milyonunu Ruslar oluşturuyor.

Bu büyük ülkenin yönetimi ise çok karışık. Rusya Federasyonu, 83 regiona (idari birime) bölünmekte. 21 Cumhuriyet, 46 Oblast (Rusya’nın bölgeleri; il), 9 Kray (büyük il), 2 Federal kent yönetimi (Moskova ve Sant Petersburg), 1 Özerk Oblast (özerk il), 4 Özerk Okrug (küçük özerk İl) bulunmakta.

Rusya Federasyonu'na bağlı 21 cumhuriyetin her birinin kendi ayrı anayasası ve devlet başkanı var. Bu anayasaların Rusya Federasyonu Anayasası'na uyumlu olması ve onunla çelişmemesi gerekiyor.




Moskova Kenti

Moskova giderek büyüyen devasa bir kent. Resmi rakamlar 11 milyon insanın yaşadığını belirtse de gayri resmi rakamlar 15 milyona yakın insanın bu kentte yaşadığını söylüyor. Modern başkent Moskova, Rusların yaşamının her açısından merkezi. Tolstoy Savaş ve Barış’ta her Rus’un Moskova’yı kendi annesi gibi gördüğünü yazmış. Başkent Moskova, hem Rus Ortodoks Kilisesinin merkezi hem de Rus sanat ve mimarisinin toplandığı yer olarak, bu ulusun kalbini oluşturmakta. Kızıl Meydanda toplanan turist gruplarına dikkat ettiğinizde, çoğunluğun Rusya dışından gelen yabancılardan ziyade Moskova dışından gelmiş Rus vatandaşlarından oluştuğunu görürsünüz.

Moskova son yıllarda hızlı bir şekilde gelişmiş. Komünizm sonrası dinamizm ve değişim inanılmaz boyutta olmuş. Moskova’da yollarda lüks otomobilleri ve her köşe başında Avrupalı markaların görkemli mağazaları ile şık ve pahalı restoranlarını görüyorsunuz. Ancak Merkezden uzaklaştıkça gelir dağılımının ne kadar bozuk olduğunu ve yoksulluğun yaygınlığını gözle görülür bir şekilde anlıyorsunuz.


Trafik Korkunç

Moskova’nın tarihi merkezini bir çember gibi dolaşan ve gittikçe genişleyen üç tane otoban bulunuyor. Kenti çevreleyen en dıştaki halka otobanın uzunluğu 110 km ve oniki şeritli. Planlı bir kent olması nedeniyle diğer caddeleri ve sokakları da geniş. Ancak bu geniş yollara ve otobanlara rağmen karayolu trafiği felaket durumda. Her saatte her yol kalabalık, arabalar üst üste. Kentin merkezinde arabanızı park edecek yer yok. Bu nedenle de İstanbul’u aratmayacak bir biçimde olabilecek her yere park ediliyor.

Otomobil sürücüleri ise İstanbul’lu sürücüleri aratmayacak şekilde araba kullanıyor. Birbirine yol veren, yayalara saygılı, kuralarla uymak için beklemeyi göze alan sürücüler yok denecek kadar az. Herkes bir an önce gideceği yere ulaşmanın sabırsızlığıyla kuralları boş vermiş durumda. Ancak neyse ki bu kentin mükemmel bir metrosu bulunuyor.




Bu Metro Başka Bir Yerde Yok

Moskova metrosu 10 hat ve 180 istasyondan oluşuyor. Günde 10 milyon yolcu taşıyor. Bu rakamlar Londra ve New York metrolarını aşan rakamlar. Ancak bu rakamlar nedeniyle yukarıdaki başlığı yazmadım.

Moskova Metrosu başlı başına bir sanat yapıtı. Metro istasyonlarının salonları ve platformları; gösterişli avizeleri, heykelleri ve mozaikleriyle minyatür sarayları andırıyor. “Metro mu müze mi?” kararsız kalıyorsunuz. Ayrıca oldukça işlek ve işlevsel bir metro ağına sahip. İşte bu nedenlerle başka bir kente böyle bir metro görme ihtimaliniz bulunmuyor. Moskova Metrosunu bundan sonraki yazımda daha ayrıntılı anlatacağımdan ayrıntıya girmiyorum.


Taksiler ne renk?

Moskova da siyah damalı sarı renkli ruhsatlı taksilere oldukça az rastladım. Çoğu da havaalanı ve otel çevresinde müşteri bekliyordu. Peki, taksiye ihtiyacımız olduğunda nasıl bulacağız. İşte o zaman elimizi havaya kaldırarak yoldan geçen araçlara işaret edeceğiz. Mutlaka bir tanesi duruyor. Gideceğimiz yeri söyleyerek ve pazarlık ederek fiyat konusunda uzlaşıp bineceğiz. Moskova kentinin sakinleri, ruhsatlı sarı taksilerdense, genellikle özel taksileri yeğliyorlar. Özel taksiler ucuz ve genellikle güvenli. Yine de Rusça bilmiyorsanız zorluk çekebilirsiniz. Tabi ki şoförün Azeri, Özbek veya başka bir Türk olması durumunda böyle bir zorluk yaşamaz ve keyif verici bir sohbet yapabilirsiniz.




Hava Ayaz mı Ayaz

Havaalanında uçaktan indiğimiz gün ve devam eden dört gün hava -5 -10 arasında dolanıyordu. Kalın kıyafetler ile geldiğim için bu dereceler beni çok olumsuz etkilemedi. “Moskova’nın ünlü soğuk havası da bu muymuş” diyerek hava bile atarken, Avrupa’da son 25 yılın en soğuk dönemine neden olan bir soğuk hava dalgası Moskova’ya da ulaştı. Moskova’nın ortasından salına salına geçen üzerinde teknelerin gezindiği nehir bile dondu. Ancak gündüz (-18) gece (-25) C derecelerde bile dışarıda dolaşarak bu havanın keyfini çıkarttım. Dolaştım derken 15 dakikadan fazla açık havada kalmamak ve hareketsiz durmamak şartıyla. Zaten bu soğukta gezinen kimse yok. Herkes hedefine doğru hızlı adımlar la yürüyor.

Bu öyle bir soğuk ki “fırına girdiğinizde yüzünüze vuran kavurucu sıcaklık” gibi yakıcı bir soğuk. Dışarı çıktığımızda soğuk hava yüzümüzü yakıyor. Zaten sadece yüzümüzün bir kısmı hariç her yerimiz kapalı. Fotoğraf çekmek için eldivenimi çıkarttığımda uzun süre dayanamıyorum ve sonunda fotoğraf çekmekten vazgeçiyorum. Nezle iseniz yandınız çünkü burnunuzun içindeki sıvı bile donuyor. Bıyıklarından buz saçakları sarkanları bile gördüm.

Yere tükürdüğünüzde tükürük havadayken donuyor ve yere kristal halinde düşerek kırılıyor. Tamam bu sonuncuyu biraz abarttım ancak zeminde bulunan her sıvı donmuş halde buna tükürüklerde dahil.

En çok keyif aldığım husus ise soğuğa dayanıklı olduğu söylenen Rusları soğuktan titrerken görmekti.




-25 Derecede Dondurma

Ruslar kışın dondurma yemeye devam ediyorlar. Türkiye’de yaz mevsiminde yaygın olarak tüketilen ve her yerde karşımıza çıkan dondurma, kış gelince büyük marketlerin derin dondurucularına tıkılır. Moskova'da ise dondurma satışı devam ediyor ve Ruslar en soğuk günlerde bile dondurma yiyorlar. Tabiî ki bizde soğuğa aldırmadan bu dondurmadan alıp denemeye karar veriyoruz.

Dondurma oldukça güzel. 15-20 çeşit meyveli türü bulunuyor. Hava dondurmadan çok daha soğuk olduğundan dondurma bize ılık gibi geliyor. Türkiye’de yazın külahta dondurma yerken eriyip damlamasın diye çok hızlı yemek zorunda kalıyordum ve mutlaka da üstüme damlatıyordum. Ancak Moskova’da böyle bir risk yok. Çünkü dondurmanız asla erimiyor. Yavaş yavaş tadını çıkara çıkara dondurmanızı yiyebilirsiniz. Tabiî ki hastalanmazsanız.


Karanlık Gündüzler

Moskova veya Petersburg’tan söz ederken hep “beyaz geceler” ifadesini duyarız. Güneşin nerdeyse hiç batmadığı aydınlık günler. Tabi ki bu yaz ayları için geçerli. Kışın ise tam tersi oluyor. Aralık ayında güneş saat 9’da doğmaya başlıyor, havanın aydınlanması saat 10’u buluyor. Saat 15’de ise hava kararmaya başlıyor ve bir saat sonra tamamen karanlık oluyor. Bizim gibi güneşi bol ülkelerden gelenler için oldukça rahatsız edici bir durum. Bu kasvetli ve soğuk günlere, votka içmeden dayanmak gerçektende zor.




Ruslar çok mu votka içiyor?

Rusya 14 ve 15. yüzyıldan itibaren üretilmekte olan votkasıyla ünlüdür. Moskova votkası bütün votkalar içinde her zaman en kalitelisi olarak kabul edilmektedir. Rus votkası tahıldan yapılıyor. Yapımında çoğunlukla buğday kullanılsa da çavdardan yapılanları da bulunuyor.

Ruslar votkayı gerçekten de çok içiyorlar. Fiyatları da oldukça düşük. 100 Ruble’ye (4-5 lira) bile litrelik votka almanız mümkün. Ancak metroda veya dışarıda sarhoş olup çevreye rahatsızlık veren Rus’a pek rastladım. Rastladıklarım da Rus değil, Moskova da yaşayan göçmenlerdi.

Votka Rusya’da geleneksel olarak susuz içiliyor. Buzdolabından çıktıktan hemen sonra soğuk içilmesi makbul. Küçük bardaklarda servis yapılıyor ve beraber olunan grupla kadeh kaldırılıp fondip yapılıyor. Bu eğlenceye katılmamak ise hakaret olarak kabul ediliyor. Hele bizim ülkemizde yapıldığı gibi herhangi bir başka içecekle (portakal suyu veya tonik) karıştırmak ise ihanetle eş tutuluyor.


İngilizce Bilmeniz İşe Yaramıyor

Moskova’da İngilizce bilmeniz bir işe yaramıyor. İngilizce bilen bir Rus’a rast gelmeniz oldukça zor. Ancak Türkçe geçerli bir dil. Gezerken veya alışveriş yaparken Türkçe bilen bir kişiye mutlaka rastlıyorsunuz.

Rusya Federasyonu'nda yaşayan toplam nüfusun % 8.6'sını Türk halkları oluşturuyor. Yani yaklaşık 12,2 milyon insan. (Tatarlar, Başkırtlar, Çuvaşlar, Kazaklar, Azeriler, Yakutlar, Kumıklar, Tuvalar, Karaçaylar, Özbekler, Balkarlar, Kafkas Türkmenleri ve Türkler, Nogaylar, Hakaslar, Altaylar, Yaka Türkmenleri, Kırgızlar, Şorlar, Gagavuzlar, Dolganlar, Kırım Tatarları, Tofalar) Bir de bunlara, Rusya Federasyonu dışından Türk Cumhuriyetlerinden göçenleri de eklerseniz oldukça fazla Türk bulunuyor. Türkçe lehçeler birbirinden çok farklı da olsa, az ya da çok karşınızdakiyle anlaşabiliyorsunuz.




Karışık Kiril Alfabesi

Uçak ile havaalanına indikten sonra okuryazarlığınız birden sıfırlanıyor. Bütün yazıları okuyamaz hale geliyorsunuz. Bazı harfler tanıdık gelse de, çoğunluğu hayatımızda ilk defa gördüğümüz şekiller. N harfi ile R harfi ters dönmüş E harfinin uçları yukarıya bakıyor. O harfinin ortasında bir çubuk geçiyor. Hele bir harf var ki sanki altı bacaklı bir böcek. Şaka bir yana gerçekten de bizim gibi Latin alfabesine alışan bir göz için oldukça karışık bir alfabe.

Rus alfabesi 33 harften oluşuyor.
Görünüm olarak da ses olarak da Türkçeye yakın 6 harf bulunuyor. (A, E, K, M, O, T)
Görünüm olarak batı ve Türk alfabeleriyle aynı olup ses olarak farklı 6 harf daha bulunuyor. (B, H, P, C, Y, X)
Geriye kalan tüm harfler batı ve Türk alfabelerinde yer almayan, farklı biçimde yazılan harfler.

Kiril alfabesinin birde daha da karmaşık olan el yazısı biçimi bulunmakta. Aynı harfler el yazısı ile yazıldığı zaman tanınamaz hale geliyor. El yazısını çözmek daha da zor.




Ne Çok Limuzin Var

Moskova’da özellikle kiliseler olmak üzere, tarihi yapılar ve köprülerin önünde çok sayıda limuzine rastlıyoruz. Ne kadar da çok gösteriş meraklısı Rus zengin bulunuyor diye düşünürken bu limuzinlerin gelin arabası olduğunu keşfediyoruz. Soğuğa rağmen dekolte giyinmiş kızlar ile smokinli erkekler ellerinde şampanya kadehleri ile limuzinden fırlıyorlar. Şampanyalar patlıyor. Yanlarında fotoğrafçı hatta kameraman bile bulunuyor. Arka fona kilise veya nehir manzarasını alarak bolca değişik pozlarda fotoğraf çektiriyorlar. Evlenirken limuzin kiralayarak gezmenin Rusya’da yaygın bir gelenek olduğu anlaşılıyor.


Moskova’da Ne Yenir?

Rus mutfağına ağırlık veren kaliteli bir restoran olmadığından mı yoksa Rus mutfağının yemekleri beğenilmediğinden mi bilemiyorum yemek davetlerin bir iki istisna hariç Rus mutfağıyla tanışamadım. Moskova da bulunduğum günler de Türk, Gürcü, Özbek, Azeri, Kazak, İtalyan lokantalarında akşam yemeği yedim. Türkiye’de büyük kentlerde güneydoğu mutfağı nasıl yaygınsa Moskova’da da Özbek, Azeri, Gürcü lokantaları oldukça yaygın bulunuyor. Bizim mutfağımıza da çok benziyor. Özbek pilavı, şaşlık (şiş kebap) ve biftek yemekleri güzel. Mantı (Moğol mantısı) bile bulmanız mümkün. Ayrıca bu lokantalarda çalışanlarla Türkçe anlaşmanız da mümkün.



Özellikle öğlen yemeklerinde yaygın olarak gidilen Amerikan ve İtalyan fast food lokantaları da Moskova’da iyi bir alternatif olabilir. Ancak ben bu lokantalardaki yemeklerin Türkiye’deki kadar iyi olmadığını düşünüyorum. Aynı firmanın Türkiye şubelerinde yediğim pizza ve hamburgerler burada tattığım yemeklerden daha iyiydi.

Lokantalarda en yaygın çorba “borşç” çorbası. Aslında Ukrayna mutfağına ait bu ünlü çorba ekşi krema eklenmiş kırmızı pancar, lahana ve kaynatılmış sığır eti parçalarından oluşuyor. Mutlaka deneyim derim.

Ayrıca Rus havyarını da mutlaka denemeniz gerekir. İki tür Rus havyarı bulunuyor. Siyah havyar mersin balığı yumurtasıdır ve Hazar denizinde tutulan balıklardan elde edilmektedir. Az olduğundan fiyatı ise oldukça pahalıdır. Kırmızı havyar ise somon balığı yumurtasından yapılır. Türkiye’de pahalı olan havyarı Moskova’da iken mutlaka tatmanızı ve dönerken birkaç kutu almanızı öneririm.


Kızların Hepsi Manken mi?

Moskova’ya geldiğiniz ilk günlerde kadınların güzelliği dikkatinizi çekecek. Büyük alışveriş merkezlerinde gezerken bu kadar güzel kadını bir arada görünce “acaba bir yerlerde defile mi var niye bu kadar manken burada” diye düşündüğünüz oluyor. Bu durum sadece Rus ırkına özel fiziki bir güzellikten kaynaklanmıyor. Ayrıca oldukça bakımlılar. Kıyafeti ve saçı özensiz bir bayana rastlamak oldukça zor. Moskova’da görevli bulunan ve 3 yıldır burada yaşayan Türk bayan bir arkadaşımız “Ben kadınların kendisine nasıl bakması gerektiğini burada öğrendim” diyerek bunu özellikle vurguladı.


Çok Pahalı Bir Kent

Moskova Tokyo’dan sonra dünyanın en pahalı ikinci kenti. Özellikle de konaklama masrafları oldukça yüksek. Oteller 200 dolardan başlıyor. Birkaç kişi birlikte Moskova’ya geldiyseniz en ekonomik yöntem ev kiralamak. İnternet üzerinden eşyalı ev kiralayan şirketler bulunuyor. Evlerin fiyatları büyüklüğü, merkeze uzaklığı ve bulunduğu semte göre değişiyor.

Tekstil de oldukça pahalı. Moskova’ya gitmeden önce uluslararası bir firmada gördüğüm kazağın aynısını üç katı fiyata görünce oldukça şaşırdım. Aynı mağaza, aynı kazak, ikisi de yurt dışından (Uzakdoğu’dan) gelen mal ama üç katı fiyat farkı. Anlamak mümkün değil.




Dumanlı Şehir

Moskova'ya uçakla inerken kentin her yerine yayılmış bacalarından dumanlar tüten büyük fabrikaları görüyorsunuz. Kenti gezerken de bu büyük fabrikalara merkezde bile rastlıyorsunuz. Kentin ortasında fabrikanın ne işi var diye düşünürken, bunların ısıtma ve sıcak su merkezleri olduğunu anlıyoruz. Bacalardan çıkan dumanlar da su buharı. Moskova'da toplu ısıtma sistemi kullanılıyor. Biz bir apartmanda bile bunu beceremedik, her dairenin ayrı kombisi var. Ama Moskova’da her semtin merkezi bir ısıtma sistemi bulunuyor. Sıcak su apartmanlara ve dairelere kadar yeraltından geliyor. Bu kadar soğuk bir mevsimde bile evlerin içi sıcacık. Demek ki bu sistem işe yarıyor diye düşünüyoruz.

Apartmanlardaki sayaçlardan ne kadar sıcak su kullanıldığı tespit ediliyor ve buna göre bir bedel ödüyorsunuz. Burada yaşayan arkadaşlarımız ısınma bedellerinin yüksek olmadığını söylediler. Dünyanın en büyük doğal gaz üreticisi bu ülkede de başka türlü olamazdı zaten.


Gizemli Ülke

Rusya dışarıdan bakıldığında hep gizemli bir yer olarak görülmüş. Doğu ile Batı kültürlerinin karıştığı, güçlü bir köylü geçmişi olan ancak modern ve teknolojik gelişmeleri başarmış tezatlıklar ile dolu bir ülke. Şimdi ise yeniden yapılanmanın sıkıntılarını yaşıyor. Winston Churchill bir zamanlar Rusya’yı “bir muammanın içindeki sırlarla sarmalanmış bilmece” olarak tanımlamış. Ben Rusya’yı da, Churchill söylediği bu sözü de çözümleyemedim.






Gelecek Yazılar:
Bu Metro Başka Bir Yerde Yok
Moskova’da Nereleri Mutlaka Görmeli
Moskova’dan Dönerken Ne Alınır



 Yazılan Yorumlar...
gezi-cem
(08 Nisan 2011)
Muhterem,
Ivan Rebroff ustanın şarkısındaki kara gözlerin (ochi chernye) sahibinin izine yazıda rastlamadık ama müziğin eşliğinde okuduğumda hanım kızın yaşadığı yerlere gitmiş kadar oldum. Sağol.
Erdin İVGİN
(08 Nisan 2011)
Fikretçim, yorumun için teşekkür ederim. Umarım seninle birlikte Rusya’yı görme fırsatımız olur. Ancak bu pek kolay değil. Moskova oldukça pahalı bir kent. Hakangeziyor’un eklediği “Üç Günlük Rusya Gezisi En Az 1000 Dolar...” başlıklı haberi okursan sebebini anlarsın.

Üç Günlük Rusya Gezisi En Az 1000 Dolar...
FikretYaz
(07 Nisan 2011)
Eline sağlık çok güzel bir gezi yazısı olmuş nedeni de sanki oraya uğramış beraber gezmişiz gibi güzel izlenimler-bırr soğuk ama güzel dememiz valla bol para olacak erdincim alalım bir izin hep beraber parası benden İlker dahil gezelim görelim diyorum teşekkürler yazıların devamını dört gözle bekliyorum
Erdin İVGİN
(05 Nisan 2011)
Neşe Hanım,
Yaptığınız yorum için teşekkür ederim. Umarım gezginlere bir katkım olmuştur.
Moskova’ya görevli olarak gittiğim için, 15 gün boyunca zamanımın önemli bir kısmı (özellikle de geziye uygun gündüz saatlerinde) çalışmakla geçti. Bu nedenle baştan sona bir gezi yazısı yazmak yerine edindiğim izlenimleri ve tecrübeleri aktarmaya çalıştım.
Sizinde belirttiğiniz gibi gelir dağılımı Rusya’da oldukça bozuk. Moskova’nın merkezinde zenginlikler görüyorsunuz. (Türkiye’de bile olmayan lüks mağazalar, daha önce görmediğim devasa 4x4’ler, korumalarla dolaşan şişman Rus’lar, Kremline giden ana cadde’de protokol araçları için özel şeritli yol ..vb) Ancak merkezden uzaklaştıkça yoksulluğu görüyorsunuz. (Mendil satan yaşlı teyzeler, külüstür arabalar, pejmürde kıyafetli insanlar) Ama bunu en iyi Rus’lar bilebilir.
Ferudun Babacan
(05 Nisan 2011)
Erdin Bey,
St Petersburgu çok merak ediyorum.
Lenslerimle bekliyorum.
Erdin İVGİN
(05 Nisan 2011)
İlker, yorumun için teşekkür ederim.
Umarım seninde Moskova ve Rusya’yı görme fırsatın olur. Yorumunu ise ancak bu sabah görebildim. Çünkü akşam evde çocuklara kötü örnek olmamak için bilgisayarımı açmamaya çalışıyorum.
Erdin İVGİN
(05 Nisan 2011)
Hakancım, teşekkürler.
Bu yazının sonunda belirttiğim gibi Moskova ile ilgili en az üç yazı daha yazacağım. (Bu Metro Başka Bir Yerde Yok -Moskova’da Nereleri Mutlaka Görmeli -Moskova’dan Dönerken Ne Alınır) Bu yazılardan sonra St. Petersburg’u yazabileceğim.
NEŞE
(04 Nisan 2011)
Herkesin beklentisine cevap verebilecek bir yazı..Çok detaylı öğrendik, ama keşke 1989 öncesi ile kıyaslayabilecek durumda olsaydık,nerelerden nerelere geldiler,her vatandaşın bulunduğu yerden memnun olmadığı kesin,gelirler arası uçurumlar oluşmuş durumda.
ilker
(04 Nisan 2011)
Erdincim, Sayende Moskovayı gezmiş kadar olduk.Yazının devamını bekliyoruz...
hakangeziyor
(04 Nisan 2011)
Erdincim, Selanik-Kavala gezisinden döner dönmez nihayet senin 15 günden fazla zaman geçirdiğin, keyifle dinlediğimiz Moskova anılarına yazılı olarak da kavuştuk...Daha sırada yazılacak çok şey olduğunu biliyorum...Ayrıca St. Petersburgu da dört gözle bekliyorum...
Kalemine sağlık...
Erdin İVGİN
(04 Nisan 2011)
Muratcım,
Yorumun için teşekkürler. Üzülerek "Kızların Hepsi Manken mi?" başılığyla yazdığım bölümün devamının olmadığını belirteyim. Ama sana özel sözlü bir anlatım yapabilirim. Bana uğra.
murat
(04 Nisan 2011)
Moskavanın -25 derecesi bile seni gezmekten alıkoyamamış. "Kızların Hepsi Manken mi?" başılığyla vermiş olduğun yararlı bilgi için de ayrıca teşekkürler ederim. Yazının devamını heyecanla bekliyorum.
Erdin İVGİN
(03 Nisan 2011)
Ferudun Bey,
Teşekkür ederim. Bela yada değil Ruslar ile tanışmak ve ülkelerini görmek insana katkı yapan ve tecrübelerini artıran bir olay.
Ferudun Babacan
(03 Nisan 2011)
Erdin Bey,
Tecrübeli bir Manken, toy bir mankene demiş ki
Sen Man-ken, Ben Mercedestim.
Belarusu gördüm, Surların tersini göremedim.
Emeğine sağlık.