TORONTO - Doğası, Kültürü, İnsanıyla Harika


1400’lerin sonlarındayız. Kristof Kolomb’un Santa Maria adlı gemisiyle büyük bir adaya çarpışını görüyoruz ama bu bir ada değil, ülke de değil! Bu, dev bir kıta...

Sonra günümüze dönüyoruz... Kabilelerin yaşadığı bu balta girmemiş kıta; beş asır içinde denizcilerin, sanayi devriminin ve yeniçağ gelişmelerinin doğrultusunda temizlenmiş, gelişmiş ve şimdiki zamanın ekonomi devini barındıran bir yer haline gelmiş. O kıta Amerika; o ülke de Amerika Birleşik Devletleri adını almış. Size söz etmek istediğim vilayet ise ABD’nin kuzey komşusu olan Kanada adlı devlette bulunuyor. Bayrağında iki kırmızı şeritle bir akça ağaç yaprağı bulunan bu ülkenin yarısı İngilizce, diğer yarısıysa Fransızca konuşuyor.

FOTOGRAF: John Vetterli / Wikimedia Commons / CC-BY-SA 2.0

Kanada, on üç eyalet ve bölgeden oluşur. Ontario, Kanada’nın en kalabalık eyaleti; Toronto, bu eyaletin en büyük şehridir fakat bazı yanlış bilgilerin aksine Kanada’nın başkenti değildir. Kanada’nın başkenti Ottova’dır. Toronto, Kanada’nın İngilizce konuşulan şehirlerindendir ve resmi dini Hıristiyanlığın Katolik mezhebidir. Kanada, genellikle göçmenleri kabul eden bir devlet olduğundan Toronto nüfusunun yarısı göçmenlerden oluşur. Yaklaşık 6 milyon nüfusa ve 630 kilometrekarelik yüzölçümüne sahiptir. Güvenli olmasıyla dünya sıralamasına girmiş bir şehirdir, suç oranı şaşırtıcı bir şekilde çok azdır.

Amcamlar orada yaşadığından arada sırada Toronto’yu ziyaret ediyoruz. Oradaki apartmanların müstakil evlere oranı ortalama bir Türk şehrindekine göre daha az. Genellikle herkes kendine ait olan iki katlı villa tipi müstakil evlerde yaşıyor. Kentte pek çok yürüyüş yolu, park ve bisiklet yolu bulunuyor.

FOTOGRAF: public domain/ Wikimedia Commons

Toronto’nun en büyük doğal güzelliği Niagara Şelaleleridir. Metrelerce yüksekten gelen suyun Niagara nehrinin sularına ve kayalara çarpması sonucu oluşan müthiş köpüklerin yükselmesinin verdiği o müthiş hissi anlatmakta kelimeler yetersiz kalır.

Toronto’nun simgesi CN Tower adı verilen dev ve görkemli bir kuledir. Beş yüz elli üç metre uzunluğuyla dünyanın ikinci en büyük yüksek kulesidir. Yüz kırk yedi katı ve içinde elliden fazla restoranı olan bu yapı, yılda iki milyon ziyaretçi alır. Hemen yakınında, şehir merkezinde dünyanın en görkemli stadyumlarından biri olan Rogers Centre yer alır. Bu stadyum eski adı “Skydome” ile de bilinir. Hem futbol hem de beysbol maçlarının oynandığı bir stadyumdur. Hiç içine girmemiş olsam da çok duyar ve hâlâ merak ederim.

FOTOGRAF: Doc huebi / Wikimedia Commons / CC-BY-SA 2.0

Toronto’nun güzel bir gölü olan Ontario Gölü’ne kıyısı vardır. Kanada ile ABD arasındaki sınırdadır. Şehre giden yollar çevre yolundan geçtiği için otobanı çok güzel ve ışıltılı bir şekilde süsler. Kanada’da, yolda hatalı bir sürücü ya da bir “trafik canavarı” görmek çok zordur, çünkü sürücüler bilirler ki trafik kurallarına uymazlarsa çok büyük cezalarla karşılaşacaklardır. Bazı yollarda trafik tıkanmasın diye her şerit için arabanın içinde belli bir insan sayısı olması gerekir. Örneğin dört ya da fazla kişinin bulunduğu bir arabanın trafikte geçiş üstünlüğü vardır ve sağ şeritteki arabalar gibi yolu tıkamayıp hepsini sollayarak kolaylıkla ilerleyebilir. Bu da, insanları toplu taşımaya teşvik eder. Otobüsler asla yola doluşmaz ve yolu tıkamazlar; çünkü her otobüs durağının özel cebi vardır ve otobüslerin yolda geçiş üstünlüğü vardır. Şehrin mimarları yeraltında âdeta ikinci bir Toronto inşa etmişlerdir. Metrosu büyük, ferah ve her yere ulaşım sağlamaktadır. Hayatımda en büyük metroyu ilk kez orada gördüm.

FOTOGRAF Jcornelius / Wikimedia Commons / CC-BY-SA 2.0

Son olarak dünyanın en büyük hayvanat bahçesi “Toronto Zoo” burada yer alır. 5 binin üzerinde hayvan türü vardır. 287 hektarlık bu alanda kaybolabileceğinizi düşünebilirsiniz, ama tabelalar sizin baştan sona kadar kaybolmadan tur atmanızı sağlayacaktır. Aklınıza gelebilecek hemen her hayvan mevcuttur. Oraya gittiğimizde en çok flamingolar ilgimi çekmişti. Resimlerde bile görmediğim renklerde nadide balıklar, kuşlar, memeliler hattâ böcekler!..

FOTOGRAF: public domain/ Wikimedia Commons


Gerek tarihi, gerek kültürü, gerekse insanıyla harika bir yerdir Toronto… Umarım hep bozulmadan böylece kalır. İnsan gözüne ulaşan güzellikler, gözlerin de daha güzel bakmasını sağlar. Toronto, böyle bir güzelliğe sahip nadide yerlerden biriyse, size de sadece bir adım atmak ve gözlerinize seyirlik güzellikler katmak düşer.







SİNAN ÇORABATIR - 14 yaşındayım. Ankara doğumluyum. Yazımda Kanada'nın Toronto kentini anlattım; çünkü gerçekten çok etkileyici buldum.


Not: Bu yazı, Evliya Çelebi’nin doğumunun 400. yılı anısına hazırlanan ve tüm geliri UNICEF Türkiye Komitesi’ne bağışlanan “Torun Çelebiler Seyahatnamesi, 2011” adlı kitaptan editörlerin özel izni alınarak yayımlanmıştır.





 Yazılan Yorumlar...
Erdin İVGİN
(09 Ocak 2012)
Sinan Dünyanın en yaşanabilir kentleri arasında yer alan Toronto yu bize tanıttığın için teşekkür ederiz.
Eline sağlık.