Bali'de Sincaplarla Kahvaltı


Bali’ye Ocak 2016’da AirAsia ile Singapur üzerinden ulaştık. Uçak bileti tek yön 100 USD; son derece makul. Otelimiz adanın NusaDua bölgesindeki Bali Tropic Resort idi. Tahmini 50 metrekare odalar kahvaltı dahil gecelik iki kişi 120 dolar civarında. Ya giriş katta ya da 1. katta yer alıyor odalar. Otelimizi booking.com’daki resimlerden seçmiştik. Otelde ağaçtan tropik meyve yiyebiliyorsunuz.




Ayrıca kahvaltınızı sincaplarla paylaşabiliyorsunuz.


Bali Tropic Resort deniz kenarında çok geniş, güzel bir otel. Ama denizin çekildiğini dikkate almak gerek, her an denize giremeyebilirsiniz.



Bali seçimimizde, seyahat yazılarında Ubud hakkında okuduğumuz yazılar çok etkili olmuştu. Genel yorum, adının masaj ile anılmasının çok yetersiz olduğu, Ubud bölgesinin çok sanatsal bir bölge olduğu idi. Sonra internette ekstra turları araştırdığımızda, bu bölgede bir güne bir yığın farklı etkinlik koyulduğunu gördük ve deneyimlemek istedik. 8 kişi, 3 aile olarak seyahat ettik, rafting, trekking, snorkelling gibi sıra dışı etkinliklerden uzak durduk. Daha çok kültür turu tadında oldu gezimiz. İstenirse eğer, adanın kuzeyindeki Lovina, yunusları bile gözleyeceğiniz değişik aktivitelere sahip.

Otel seçiminde alternatifler Serenyak, NusaDua, Kuta, Sanur ve Ubud. Bunların içinde en lüksleri Serenyak’ta. Ubud ise denizden ziyade tropik manzaralar sunuyor.

Denpasar Havaalanı Kuta bölgesine yakın. Kuta adanın en aydınlık yeri. Biz aklımızda Bali’yi hep bir önceki yıl gittiğimiz Phuket ile karşılaştırdık. Son yargıda şuna karar verdik, gece gezerken Phuket cıvıl cıvıl. Alternatif PhiPhi James Bond Adası gibi plaj turları mümkün değil, ama bu kadar farklı bir kültürü de Phuket’te yaşamak mümkün değil.

Havaalanından çıktığınızda ilk rastladığınız taksiciyle hemen anlaşmak için acele etmeyin; sizi daha sonraki günlerde de gezdirecek İngilizcesi fena olmayan bir şoför seçmeye çalışın. Biz üç gün dolmuşla tur yaptık, programımızı da şoförümüzle ortak kararlaştırdık. 8 kişilik dolmuşa 900.000 rupi verdik günlük (benzin onlara ait). Taksi ise 6 kişi alabiliyor, günlüğü de 500.000 rupi. Bizi sabah 9.00’da otelimizden alıyordu, 23.00’e kadar geziyorduk. Oysa normalde akşam 6’da mesaisi bitiyordu. Ama biz standart program yerine, bahşiş de verince anlaşmamız akşam yemeği sonrası otele bırakmaya dönüştü. Denpasar Havaalanı’ndan otele (NusaDua bölgesi) taksi 150.000 rupi (100 Euro=1.500.000 Rupi)

Standart tur Ubud bölgesini içeriyor. Bu programa müdahale etmedik, şoförümüz Dewa az gecikme ile gezdirdi.


Üstteki resimde şoförümüz Dewa’nın ilk uğradığı gümüşçüde selfie yapıyorum.

Buralardan yapacağınız alışveriş şoförünüz için bir parça gelir oluşturuyor. Çoğu şoför taksinin sahibi olmadığından, alacakları az bir geliri çok görmemek gerek.



Eşim batik boyama atölyesini fotoğraflıyor. Yol boyunca benzeri pek çok yer gördük.  Bali’de binin üzerinde tapınak olduğunu okumuştuk. Neredeyse her evin kendi tapınağı gibi bir şey. Yani Ubud’da bir atölye, bir tapınak.

Ahşap oymacılığı ile ilgili fotoğrafları bulamadım, ama ilk dükkandan sonra pek çok şeyin el işçiliği olmadığına kanaat getirdim. Bu kadar ince işçiliği yapan usta olduğunu düşünmüyorum. Biraz olay turistikleşmiş sanki. Gruptaki arkadaşlarımızla en büyük tapınak olan Besakih’i ziyaret ettik. Tapınağın karşısında örtüleri bulabilirsiniz, aynı yerde tropik meyve sularına da ulaşabilirsiniz. Sütsüz tercih etmekte fayda var.

Tapınağın ardından programımızda Batur Yanardağı vardı. Volkanik göl manzaralı… Bölgenin girişinde sembolik bir giriş ücreti var. Öğle yemeğini buralarda açık büfe olarak yapabilirsiniz, bolca kızartma var, biz iştahımızı akşama saklayıp kahve içmekle yetindik. Sabah çok erken kalkıp Batura trekking yapıp gün doğumunu da izleyebilirsiniz (Tabii bizim kadar tembel değilseniz…)



Çıkışta yol üzerinde meşhur pirinç terasları var. İnternette gördüğüm fotoğraflar daha güzeldi, ama benim gördüğüm aşağıdaki gibiydi. Zaman varsa insanlar içine girip geziyorlar, biz az kenardan bakıp, halktan meyve alıp, yolluk yaptık. Tropik meyveler hakkında söylenecek çok şey var. Biz rambutancı olduk



Günün son aktivitesinde Luwak kahvesi tadımı vardı. Aslında 6.30’da Barong dansına yetişiliyor, ama biz her yerde biraz ayak sürüyünce, sonraki güne kaldı. Bir de sabah 8.30’da Kecak dansı var, ama bizim gruba bir dans yetti. Biletler kişi başı 20 TL civarında. Şaka zannettik, ama gerçekten ateşi ayaklarıyla söndürdüler gösterinin sonunda. Onun fotoğrafını ilerleyen sayfalarda göreceksiniz.

Luwak kahvesini tattığımız yerde on çeşit kahve ve çay tadımı var. Pirinç çayını beğenen oldu ama bizim favorimiz hindistancevizlisi oldu. Tadım ücretsiz, sadece Luwak kahvesine para alıyorlar. 8 kişi bir fincanı içtik, nasıldı diye sormayın, gitmişken denemek şart. Biz dönünce evde aldığımız coconut coffeeden yaptık, tattığımız gibi olmadı. Malzemeyi çok mu kullanmak gerek, tattığımız ile aldığımız farklı mı bilemedik. Luwak kedisi ve dışkısının fotoğrafını burada gösterelim. Kapitalizm hayvana da, insana da neler yediriyor deyip geçmek lazım.

Aşağıda Luwak kedisi uyuşmuş durumda



Gün bitiminde, Jimbaran sahiline gidelim, yemek için çok güzel bir yer, dedik. Plaja masa atmışlar, tüm lokantalar birbirine benziyor. Bali için inanılmaz pahalı. Kişi başı 50 dolardan ucuza kurtulmanız pek mümkün değil. (Menüler balık, ıstakoz gibi) Dewa’ya bize inek eti bul deyince, az ilerde güzel bir çevirme yapan yer buldu. Fiyatlar çok uygundu.


İkinci gün, ilk günün yorgunluğundan tura ancak 12.00’de başlayabildik. Monkey forest, kelebek yetiştirme çiftliği, çağlayan (sanırım Tenaluk idi adı) ve Barong dansı... Akşam da Kuta bölgesinde pizza yedik. İtalyan stili 30-35 TL’ye çok güzel doyuluyor. Tatlıları da güzel…



Eşim fotoğrafta gülümsese de sürekli bir tetikte olma durumu vardı maymunlara yakınken. İçimizden cesur olanlar elleriyle muz yedirdiler. Maymunları hep tel örgülerin arkasından gören bizler için tamamen farklı bir deneyim oldu.

Kelebek Çiftliği daha önce görmediğimiz bir şey olduğu için öğretici oldu. Aşağıda larvaları görüyorsunuz.



Zamanınız olursa çağlayanda yüzülüyor, bayağı kalabalık.



Günün kapanışı Barong Dansı. Bu dansı adanın güneyindeki Uluwatu Tapınağı’nda da izleyebilirsiniz. Günde bir kez gerçekleştiriliyor.





Üçüncü günde en meşhur tapınak olan Tanah Lot’a gittik. En güzel plajlar doğuda ama üç saat yolculuk gerekiyor. Biz batıda Pandawan Plajı’na gittik. Çok dalgalı değil, plajın karşısında duş alınabiliyor. Akşam da gün batımını Uluwatu Tapınağı’nda yaptık (Maymunlara dikkat, şapka ve gözlüğe atlıyorlar)





Otel late checkouta izin verip, gün boyu havuzdan faydalanmanızı sağlıyor. Sonra da duş almanız için oda da veriyor. Kahvaltıda omlet de var, çeşit çeşit tropik meyve de. Uçak dönüşünüzü de hafta içine alırsanız, uçağın yarısı boş olursa, üç kişilik koltukta uyuya uyuya gelebilirsiniz. (Cuma akşamı dönen arkadaşlar boş koltuk yok dediler) Qatar Havayolları gece 1.00 de dönüyor, son gününüzü de değerlendirmek için çok uygun bir saat.



Her yerde masaj var 22 TL saati (ayak veya tüm vücut fark etmiyor)



Uluwatu’da gün batımı ve masajcı fotolarıyla başka bir gezi yazısından görüşmek üzere.





 Yazılan Yorumlar...
Engin D
(27 Haziran 2016)
Ali Aydın Koçan Bey, Bu güzel yazınız için teşekkürler.

Çok keyifli bir gezi olmuş gibi. Fotoğraflarınızdan en çok da ayak masajında eğlendiğiniz anlaşılıyor :)

Kaleminize sağlık