11 Ülke 10 Başkent: Arabayla Avrupa Turu 11. Bölüm - BUDAPEŞTE

Münih’den 47.801652,13.040521 koordinatıyla yola çıkıyoruz. Burası Salzburg’ da Salzach nehri kenarında park yeri. Şehrin merkezi. 144 km. lik yolu 1.40 saatte alıp Salzburg’a geliyoruz. (Bedava otoyol kullanımı bitiyor ve Avusturya sınırında 8.50 euroya vignet alıyoruz)
Arabayı park ettikten sonra nehre yüzümüz dönük sağa doğru yürüyerek köprünün tam karşısındaki sokağa değil, az ilerdeki Klampferegasse sokağına sapıyoruz. Biraz ilerleyince Salzburg Alter Markt’ a çıkıyoruz.
Residenzplatz, Mozartplatz, Salzburg Cathedral, Kapitelplatz bu bölgede. Her bir ayrıntıya dikkat ederek dolaşıyoruz. 



Bol bol fotoğraf çektikten sonra geldiğimiz yoldan geri dönerek nehre gelmeden soldaki Getreidegasse Sokagı’na sapıyoruz.
“Getreidegasse Sokağı, Salzburg’un en ilginç sokaklarından biri. Eski şehrin merkezinde olan bu sokak, demir ferforjeden mağaza tabelaları ve binaların arasında bulunan romantik pasajlarıyla ünlü. 

 

Sokak aynı zamanda bir alışveriş cenneti. Her dükkanın tabelası da kendine özgü ve sanata olan bakış açısını yansıtıyor. Zara, Mc Donalts, H&M gibi firmaların tabelaları bile katı frenchise kurallarına rağmen bu sokağa uygun yapılmış.”
Salzburg’a hayran kalıyoruz. Bir kez daha bu güzel kente gelip doyasıya gezmeye karar verip Budapeşte’ye doğru yola çıkıyoruz.   

 
 
 
 

Daha öncede yazmıştım. Macaristan yolları çok çok güzel. Yol tamiratı yok gibi. Asfalt kalitesi iyi. Yatay ve dikey işaretlemeler eksiksiz. Fazla trafik yok. Budapeşte’ye kadar olan 585 km. yolu iki molayla 6.30 saate alıyoruz. (Daha önce 1 aylık vignet aldığım için tekrar almıyoruz.)
Navi bizi konaklayacağımız apartman dairesinin önüne getiriyor. Cadde üzerine park yapılabiliyor. Hemen yakındaki parkomata bakıyorum, kağıt para girişi yok. Bizde de demir forint yok. ‘Ne olacaksa olsun’ deyip arabayı bırakıyorum. İki sokak aşağıdaki resepsiyonu bularak, daire anahtarını alıyoruz. Dairenin olduğu yere dönerken gördüğümüz döviz bürosunda para bozdurup park sorununu da çözüyoruz. (8.00-20.00 arası bir saatlik park ücreti 500 HUF)

Budapeşte’de Broadwey Apartments’te konaklayacağız. Merkeze yakın 2 odalı daire. Tüm temel ihtiyaçlar düşünülmüş. İnternet hızlı. Civarda kafe ve lokantalar var. Dört kişi iki gece konaklama için 100 euro ödüyoruz.
Yol bizi epey yormuş. Herkes dinlenmeye çekiliyor. Yakın çevreyi keşfetmeye çıkıyorum. Dairenin olduğu apartman işlek bir cadde üzerinde. Çevrede Türk lokantaları da var. Euro da kabul ediyorlar. Opera binası 500 m. Metro istasyonu da orada. 10 dakikalık bir yürüyüşle Tuna Nehri kenarına iniliyor. Apartmana dönerken markete uğrayıp meşhur Macar şaraplarından, bira, votka alıyorum. Yiyecek içecek ucuz.
Akşam yemeği için dışarı çıkıyoruz. Bajcsy-Zsilinszky caddesi üzerindeki “Titiz Turkish Restoran” a gidiyoruz. Dört kişi tıka basa doyuyoruz. Hesap 28 euro. (Ertesi akşam kuzu tandır ve bir sürü şey daha yiyiyoruz, hesap 36 euro.) 



Budapeşte kenti,Tuna nehrinin iki yanındaki Buda ve Peşte bölümlerinin birleşmesiyle oluşmuş. Buda tarafı: daha eski olup, Osmanlı döneminden de birkaç tarihi eser barındırıyor. Peşte tarafı ise, daha yeni ve modern. Buda tarafı dağlık, tepelik. Peşte tarafı ise düz. Budapeşte, Berlin’den sonra, Orta Avrupa’nın en büyük şehriymiş.
Budapeşte, dünyanın en romantik şehri olarak tanımlanıyor. Ayrıca, Rio de Jenerio’dan sonra dünyanın en güzel manzaralı şehri seçilmiş. Rio de Jenerio’yu görmedim ama Budapeşte gerçekten muhteşem. 

   

Budapeşte’deki 2. günümüze sabah erkenden 47.512854,19.079138 koordinatıyla Kahramanlar Meydanı (Hösök Tere) yanındaki park yerine gidiyoruz. Burası, görülmesi gereken yerlerden biri, Budapeşte şehrinin kalbidir. Meydandaki Macar krallarına ait heykeller gerçekten muhteşem. ( M1 nolu metronun Mexikoi ut M yönüne binip Hösök Tere durağında inilerek de ulaşılır.)
Meydanda yarım daire şeklinde yerleştirilmiş sütunların altında, Türklere ve diğer düşmanlara karşı savaşmış, Macar krallarının heykelleri var. Bu heykellerin altında ise bu kralların kahramanlıklarını gösteren, kabartmalar bulunuyor.

Kahramanlar Meydanının biraz ilerisindeki bölgeye: Varos Liget ( Kent Korusu) deniliyor.
Burası şehrin parkı. Bir zamanlar bataklık ve sarayın avlanma bölgesiymiş. Maria Theresa döneminde yeşillendirilip, park bölgesine dönüştürülmüş.
Bu bölgede ayrıca hayvanat bahçesi, lunapark, ziraat müzesi bulunuyor.
Budapeşte’nin meşhur kaplıcaları da bu bölgede. “Ülkede, toplam 1300 ve yalnızca Budapeşte şehrinde 80’e yakın kaplıca bulunduğu söyleniyor.” 


 

 

Bölgeyi iyice gezdikten sonra 47.487081,19.043031 koordinatıyla Gellert Tepesi’ne çıkıyoruz. Burası Budapeştenin en yüksek noktası. Nefes kesen manzarası var.


1945 yılında, Rus ordusu tarafından kurtarılışın anısına dikilen “Özgürlük Heykeli” 14 m. yükseklikte. Barışın simgesi olan ve elinde defne dalı tutan bu kadın heykeli her yerden görünüyor. 

   


 

Gellert Tepesinden 47.669075,19.077917 koordinatıyla Szentendre’ ye gidiyoruz. Sahil yolu üzerindeki otoparka arabayı bırakıyoruz. İlk işimiz otopark parasını ödemek. 3 saatlik park fişi alıyorum.
Szentendre, masal şehri gibi. 2 katlı, sevimli evler tablo gibi. El işi ürünler, hediyelik eşyalar vs. satılıyor. Ben karşılaştırmadım ama Budapeşte’den ucuz olduğu söyleniyor. 



Geçen gelişimizde tanıştığımız Türk gencinin dükkanına gidiyoruz. O zaman nişanlıydı. Şimdi çocuğu ortalıkta dolaşıyor. Hanımlar alışveriş yaparken biz de babasıyla laflıyoruz. Dükkanın adını not etmemişim. Tuna’ya arkanız dönük sağa doğru yürürseniz önündeki Türk Bayrağı’ndan bulursunuz.
Macarların meşhur gulaş çorbasını da Szentendre’deki küçük ama sevimli bir mekanda tadıyoruz.
Budapeşte Szentendre arası 20 km. Tren ve gemi ile de gelinebilir.
Budapeşte ziyaretiniz sırasında buraya da mutlaka uğrayın. 


 

Budapeşte’ye dönüp önce alışveriş caddesi olarak ünlenen Vaci Utca’ yı geziyoruz. Daha sonra St. Stephen’s Bazilikası ve civarını dolaşıyoruz. Her taraf cıvıl cıvıl. Herkes maç seyrediyor. Avrupa futbol şampiyonası grup maçları devam ediyor. Macaristan Portekiz’le 3-3 berabere kalıp guruptan çıkınca, Budapeşte yıkılıyor. Tüm caddeler genç, yaşlı, kız, erkek taraftarlarla doluyor. Kafalar baya dumanlı, sevinç çığlıkları atıyorlar. Biz de katılıyoruz aralarına. 



Bağıra çağıra Zincirli Köprüye geliyoruz. Aslanlı köprü de deniliyor. Uzunluğu 380 metre, genişliği ise 16 metre. 2.Dünya Savaşı’nda tamamen yıkılan bu köprü ancak 1949 yılında, eski planlarına sadık bir şekilde tekrar inşa edilmiş.
Köprüyü geçip kaleye çıkmak için fünikülerin olduğu yere geliyoruz. Ancak son sefer 22.00’ da yapılmış. Yürüyerek çıkmayı düşünmüyoruz bile.
Çılgınlar gibi eğlenen kalabalıkları seyrederek evimize geri dönüyoruz. 

 


Saat zaten gece yarısını geçmiş. Yarın bu gezimizin en uzun yolculuğunu yapacağız. Budapeşte’den Üsküp’e 810 km. lik yolumuz var…

Biz bu kenti çok sevdik. Bir daha gelinecek kentler listesine aldık.
Birkaç Budapeşte fotosuyla sonlandıralım bu bölümü.


 







 Yazılan Yorumlar...
Budapeste
(15 Nisan 2017)
"Budapeştede alternatifleri ararken sitedeki resimlere bakıp birazda gaza geldik :) Budapeştede bir turkçe rehber bulduk ( www.budapeste.net ) ve natif bir tur istedik. Tam anlamiyla harikaydi. Tüm resimdeki yerleri ve Budapeştenin alternatif sıra dışı mekanlarını iki gün boyunce gezdik. En çok hoşumuza gidende ikinci el dükkanları ve bit pazarıydı. Harika yağlı boya tablo buldum 80 euroya.....
"