Gezi Alemi

e-Posta:    Şifre:     Kaydol | Şifremi Unuttum
 
Gezi Alemi ::::: Türkiye ::::: Edirne ::::: Edirne : Unutulmuş Başkent        
Ülke Şehir Ekleme Düzenleme Gezi Tarihleri Okunma Yorum Yazan 
Türkiye Edirne 13 Ocak 2012 15 Eylül 2011
16 Eylül 2011
5634 2 aykutguzer 

 Edirne : Unutulmuş Başkent
 (Genel)

Herkes Mimar Sinan'ı bilir, Selimiye Camisini Mimar Sinan'ın 80 yaşında yaptığını okumuştur. Selimiye, Türkiye, Ortadoğu ve Avrupa'da en büyük ve en güzel camidir. Ama nedense 1361 yılından 1453 yılına kadar koskoca Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapan Edirne'yi yeterince ziyaret etmez. Ankaralılar tatil olunca Antalya, Bodrum'a koşar, halbuki Edirne Ankara'dan yedi buçuk-sekiz saat mesafede. Hiç tarih sevmeseniz bile Edirne'de göreceğiniz çarşılar, kervansaraylar, üç tane cami, Darüşifa sizi hayran bırakacaktır.

Edirne'de Trakya Üniversitesi'nin restore edip su, ışık ve balmumu heykellerle yeniden düzenlediği akıl hastanesi (Darüşifa) dünyada tek. 14. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu tıp ilminde o kadar ileri ki, Fransa ve İngiltere'de akıl hastalarını yakarlarken, Osmanlı hekimleri Edirne'de su sesi ve müzikle hastanede tedavi ediyorlardı. Ben kelimelerle size anlatmaya çalışıyorum ama gidip görmeniz lazım. Zaten 2003 yılında da Avrupa'nın en iyi müzesi seçildi. Tıp doktorları o kadar ihtisaslaşmışlar ki her hastalık için Türk müziğinden ayrı bir makam çalınıyormuş. Hastanenin ortasında havuz var. Salonun köşesinde saz, kanun, ud vb. müzik aletlerinin yer aldığı bir bölüm var.

FOTOGRAF: © Khalid Mahmood / Wikimedia Commons / CC-BY-3.0


Tıp Fakültesi hastanesinin yakınında her yıl organize edilen Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı meydan var. Biliyorsunuz 18 ve 19. Yüzyıllarda "Türk gibi kuvvetli" sözü vardı. Sonra Avrupalı devletler bizim güreş antrönerlerine daha fazla para vererek Avrupa'ya ve ABD'ye götürdüler, onlar da güreşi öğrendi. Berlin'de, Londra'da düzenlenen Olimpiyatları hatırlarsanız bütün madalyaları Türk güreşçileri toplardı, takımımız da şampiyon olurdu.

Karnınız acıkmıştır...Edirne şehrine dönersek, Selimiye Caminin yanında köfteciler var. Ben Köfteci Osman'da yerim, yok "ben yaprak ciğer yerim" derseniz ciğerci Şefik benim ilk tercihim. Bayanlar sakın çekinmeyin. Köfte de ciğer de çok taze ve lezzetli. Asırlardır bu işi düzgün bir şekilde yapıyorlar. Bazen canımız isteyince oğlumla İstanbul'dan Edirne'ye gideriz. Saat 23.00'de bile lokantalar açıktır, köfte, ciğer, helva yeriz. Edirne'nin badem ezmesi de meşhurdur. İstanbul Bebek semtinde bir badem ezmecisi var. Kilosu 60 lira, Edirne'den 28 liraya aldım.

FOTOGRAF: © Nevit Dilmen / Wikimedia Commons / CC-BY-3.0


Vaktiniz kalırsa Eski Cami, Üç Şerefeli Cami'yi de ziyaret edebilirsiniz. Siz en iyisi Selimiye Camisinin karşısındaki otoparka arabanızı bırakın. Yukarıda bahsi geçen camiler, Selimiye, kapalı çarşılar, köfteciler, ciğerciler hepsi yürüme mesafesinde.

Edirneliler kibar, kültürlü insanlar. Ben Turizm Bakanlığında iken tanıştığım Oral Onur ile 1978'den beri görüşüyoruz. Her İstanbul'a gittiğimde bir kg. lokum götürüyorum. Kendisi yetmiş beş yaşını geçti, Moda'ya Kadıköy'e yürüyemiyor. Devlet geçen yıl Edirne'ye olan hizmetlerinden dolayı üstün hizmet madalyası taktı. Edirne ile ilgili 21 tane kitabı var, benden çalışkan. Özellikle Yahudi mahallelerini, Sinagogu, 2. Beyazıt'ı Ondan öğrendim.

Akşam olduysa Edirne'de her bütçeye hitap eden oteller, Polisevi, Öğretmenevi var. Benim Trabzon lisesinden 40 yıllık dostum İstanbul'u, üç çocuğunu, torunlarını bıraktı Edirne'ye yerleşti. Polisevinde ya da Öğretmenevinde yer bulamazsanız Osman'ı arayabiliriz. Benim tercihim hemen ciğercilerin arka sokağındaki iki yıldızlı Park Otel (Maarif Cad. No:2, tel: 0 284 225 46 10) Biraz pahalı ama Eskişehir'de de tek yataklı bir odaya 80-90 lira ödüyorsun. Biraz daha mütevazi isterseniz Şaban Açıkgöz Otel var (Tahmis Meydanı, Çilingirler Cad. No:9, tel. 0 284 213 03 13)



15. yüzyılda Kraliçe İsabel ve Kral Ferdinand Hıristiyanlığı yaymak için İspanyadaki Yahudilere "ya Hıristiyan olacaksınız ya da öleceksiniz" dedi. Çaresiz Yahudiler en güçlü imparatorluk olan Osmanlı'ya başvurdular. Yıldırım Beyazıt müslüman olmasına rağmen 12 kadırga gönderdi (kadırganın örneğini Eskişehir'de kent parkı içindeki gölette görebilirsiniz). Ve binlerce yahudiyi imparatorluğa getirdi. Onları Edirne'ye ve İstanbul'a yerleştirdi. Yahudiler bu iyiliği unutmadılar ve göçün 500. Yılı etkinlikleri kapsamında İstanbul'daki sinagoglarda kutladılar. Ama, Edirne Sinagogu İstanbul'daki sinagoglardan daha büyük. 1900 yılına kadar Edirne o kadar büyüktü ki İtalyan Katolik Kilisesi, Yunan, İtalyan, Belçika, Bulgaristan ve Polonya Konsoloslukları vardı.

Aman az daha unutuyordum...Edirne aynalı süpürge ve meyve sabunları ile de meşhur. Bildiğiniz çalı süpürgesinin ortasına yuvarlak bir ayna monte ediyorlar, etrafını süslüyorlar ve evlenen çiftlere evlerinin ve gönüllerinin aydınlık olması için "Aynalı Süpürge" hediye ediyorlar. Oral, bana da hediye etti.

Vaktiniz varsa Tunca, Meriç nehirlerinin kenarında sabah kahvaltınızı yapın. Biraz ilerideki eski tarihi tren garı binasını ve Trakya Üniversitesi binasının içinde yer alan Lozan Anıtı'nı ziyaret edin.



Edirne tarih dolu. Bildiğiniz gibi Fatih Sultan Mehmet 21 yaşında İstanbul'u kuşatmaya başlayınca, Macaristan'dan getirttiği ustalara topları Edirne ve Demirköy'de döktürüyor. Böyle de önemli bir şehir Edirne. Bu toplar şimdi Deniz Müzesi'nde.

Haydi iyi yolculuklar...

V. Aykut Güzer 0532 272 04 95









 Yazılan Yorumlar...
F. AYNUR TERCİOĞLU
(24 Nisan 2012)

Aykut Bey,
Merhaba sizi internet sayfalarında gezi gezgini olarak görmek beni çok mutlu etti. Yakında da dostluk üzerine yazdığınız kitabı heyecanla ve merakla bekliyorum. Dün akşam Eşayla telefonda görüştük ve sizi andık.Hatta sizi aramış telefonunuz kapalıymış. Bizim vefalı ve centilmen arkadaşımız sizi çok özledik en kısa zamanda görüşebilmek ümidiyle hoşca kalın. Kendinize iyi bakın.

NEŞE
(18 Ocak 2012)

Aykut bey, ellerinize sağlık, uzun yıllardır Edirne hakkında böyle derli toplu güzel bir yazı okumamıştım. Ben Edirne yi mesleki ve kişisel olarak pek severim ve zaman zaman da ziyaret ederim, her defasında Yahudi mahallesindeki muazzam sinagog içimi acıtır...Bu muhteşem binanın Trakya üniversitesine verildiğini duyunca sevinmiştim ama restorasyon adına yıllardır hiç bir şey yapılmadığını ve yapının günden güne çöktüğünü gördükçe çok üzülüyorum...Teşekkürler

 Yorum yazmak isterseniz...
 
Yorum Yazabilmek İçin Üye Girişi Yapmalısınız.