Gezi Alemi

e-Posta:    Şifre:     Kaydol | Şifremi Unuttum
 
Gezi Alemi ::::: İspanya ::::: Figueres ::::: Figueres Dali Tiyatro-Müzesi: Bir Dahinin Dünyasının Toplamı        
Ülke Şehir Ekleme Düzenleme Gezi Tarihleri Okunma Yorum Yazan 
İspanya Figueres 01 Mayıs 2014 15 Nisan 2014
22 Nisan 2014
8064 6 Şükran Şahin 

 Figueres Dali Tiyatro-Müzesi: Bir Dahinin Dünyasının Toplamı
 (Gezi)

Büyük İspanya gezisi: Barcelona / Figueres / Zaragoza / Toledo / Madrit / Cordoba / Sevilla / Granada... Buraları merak etmekte haklıymışım. İspanya gidilmeye ve görülmeye gerçekten değermiş.  Gitmeden önce,  Dali, Picasso, Goya, El Greko ve Gaudi'nin bu ülkedeki iz bıraktığı yerler ve görülmesi, yaşanması gereken yerlerin notları gezi defterime almıştım. 9 gün boyunca bu saydığım yerlerin hepsine gidebildik ve güzergâhlardaki müzeleri, mimari yapıları önemli gezilecek yerleri elimizle koymuş gibi bulduk. Turla gittiğimiz bu gezide çoğunlukla kendimiz plan yaptık. Yapamadıklarımızda da turun ekstralarına katıldık. Dersime iyi çalışmıştım. Bu ülke ile ilgili anlatacak çok şey var! Bu sefer Salvador Dali'ye torpil geçtim. Belleğimden gitmeden taze taze Dali'nin Figueresteki "Dalí-Tiyatro Müzesi"  gezi yazıma öncelik verdim.

"Gezialemi" sitesinden takip ettiğim  "hakangeziyor" kardeşimin yazılarındaki yönergelere göre, Barselonadan 2 saatlik bir tren yolculuğuyla (12 euro) Figueres'e ulaştık (Barcelona Sants tren istasyonu). Figuresten Barselona'ya dönüşte de hızlı trenle (16euro) 1 saatte döndük. Bu vesile ile Hakan beye yararlandığım gezi yazıları için çok teşekkür ediyorum. Tren yolculuklarını hep sevmişimdir. İspanyanın Akdeniz coğrafyasının bereketini, çekiciliğini doya doya trenimizin camından keşfediyoruz. Yollarda farklı istasyonlar var. Tipik İspanya taş evleri, devasa yeşil şişenin ters çevrilmesiyle yapılmış evin çatısı... İnip görülebileceğiniz, tipik bir ortaçağ kenti olan Girona kasabasının istasyonu da var.  Buranın methini duymuştum gezi sitelerinden. Gruptan müzeye daha çok vakit ayırmak isteyenler kız kardeşim Jale, Alison, Gülen sadece Figueres'e odaklandık ve Girona istasyonunda inmedik. Eşim ve kız kardeşi Girona' yı tercih ettiler ve bu istasyonda indiler. 

Figueres yolcuları trenin kalkmasını bekliyor...

 
Figueres'te Dali'nin izleri her yerde...

Sürrealizmin önemli temsilcilerinden olan Katalan sanatçı Salvador Dali'nin doğduğu ve öldüğü şirin kasaba Figueres; güneşli bir günde sadeliğiyle, morsalkımlı çiçekleriyle, siesta yapan insanları ve dükkanlarıyla, güler yüzlü insanlarıyla, çiçekler ve ağaçlarla bezenmiş sanki oturmaya çağıran nefis kafeleriyle bizi karşıladı. Trenden inince yönergelere göre 10-15 dakikada, oyuncak müzesinin önünden geçerek müzeye ulaşıyoruz. Teatre Museu DALİ "Gala-Salvador Dali Vakfı" tarafından işletilen üç müzeden birisi. Bu müzenin en büyük gerçeküstü eseri, kendi dünyası ve gerçeküstü bir labirent olduğunu söyler Dali! Burçları devasa yumurtalardan oluşmuş bir kale surlarını andıran ve 1200 adet üçlü ekmek kabartma süsleriyle bezenmiş kırmızı dış cephe tasarımı ve girişteki heykeliyle bir düş evi sanki. Müzeye giriş 11 euro. Paskalya döneminden dolayı aşırı kalabalık olması ve daha önceden giriş biletimizi internetten almamamıza rağmen 15 dakikada müzeye giriş yapıyoruz. Hızlıca kuyruktakilere biletleri veriliyor. İnternette yazılanlara göre: müzeye girmek için 1 saatten fazla bekleniyor! Bence abartılmış. Dali'nin sanatsal  gelişimi eserleri ve kişiliği hakkında çok çılgın ve ayrıntılı detaylar var müzede. Dali'nin erken dönemden son dönemine kadar farklı eserleriyle dolu. Bir anlamda retrospektif sergisi gibi bu müze! 37 yıllık sanat eğitimcisi olunca bu yazı biraz gezi yazılarından farklı olacak galiba! Sıkılanlar bu kısımları atlayabilir. Neyse gezi bloklarında teknik detaylar zaten fazlasıyla var. Müzeden broşürler alıyoruz. Müzenin gezi planı var. Müze zaten küçük ve rotasını kavramak kolay. Ancak müze gezisinde sürrealist deneyimi yaşarken, içindeki eserleri anlamak ve anlamlandırmak zor! 

 
Artemis ve Car Naval...

Avludan bir kare...

Müzeden ve müzedeki eserlerden anlamlı bir keyif çıkarmak istiyorsanız, sürrealizmi ve Dali'yi yakından tanımak lazım. Avrupa'da birinci ve ikinci dünya savaşları arasında gelişen, sürrealizm sanat akımı, yani gerçeküstücülük; temelini, akılcılığı yadsıyan ve karşı-sanat için çalışan ilk Dadaistlerin eserlerinden alır. Resimden, sinemaya, tiyatroya kadar birçok sanat dalını derinden etkiyelen bir sanat akımıdır. Basitçe bilinçaltı dünyasının, rüyaların anlatımı diyebiliriz. Meraklı çocuk Dali büyüdüğünde; insanları şaşırtmak, sarsmak, içinden gelenleri gerçeküstü eserlerine aktarmak en büyük hobisi oldu. Çocuklar gibi gördüğünü değil, düşündüğünü yaptı eserlerinde!

Dali doğmadan ölen kardeşinin adını alır ve ailesi onu da kaybetmekten çok korktukları için çok hassas davranırlar. Dali "Doğar doğmaz tapınılan bir ölünün ayak izlerinden yürümeye başladım. Beni severken hala onu seviyorlardı aslında. Belki de benden çok onu. Babamın sevgisinin bu sınırları yaşamımın ilk günlerinde itibaren çok büyük bir yara oldu benim için" der. Bu durumun şımarık ve öfkeli bir kişiliğe sahip olmasındaki payını kabul eder. İlk sergisini 14 yaşında, o zamanlar Figueres Tiyatrosun da, şimdiki bu müzede açtı. Dali ile ilgili öğrencilerime de onu tanıtırken sorduğum bir soru ve kişiliğini ele verecek eğlenceli ipuçlarıyla devam etmek isterim:  S. Dali elinde tuttuğu ahtapotla ne yapabilir? Ahtapot'u mürekkebe batırır ve kâğıda baskı resim yapar. Çıkan şekli portreye dönüştürebilir...

Karşıdan bakınca saklı resim, Abraham Lincoln...

 
Müze'de estetik köşeler...

Dali; bastonu çok sevdiği için bastonlu resimler çizmiş. Dali bıyıklarının anten olduğunu ve sineklerinde onun ilham kaynağı olduğunu düşünüyor. Dünyanın bütün bilgilerini sineklerin getirdiğini söylüyor ve sinekler bıyığına konsun ilham gelsin diye bıyıklarına bal sürüyor. Bu anekdotu anlattığımda; Dalinin bizim google'dan aradığımız bilgileri bıyıklarına bal sürerek sinekleri çağırarak mı öğrendiğini sormuştu bir öğrencim! Düşme korkusu yüzünden hep destekli resimler yapmış. Dali kahvaltı yaparken eriyen peynirleri görünce, "zamanda eriyip gidiyor" demiş ve akan saatler dizisine başlamış ve akan saatli resimlerimi bir gören bir daha unutamaz demiş! Dali yumurtayı doğum olarak düşünüyor. Yumurta figürünü birçok eserinde de kullanıyor. Çekmecelere de takmış durumda. Dali Hiroşima  da patlayan atom bombasının gücünden çok etkilenerek, hayatının bu dönemine "nükleer mistisizm" adını vermişti. Eserlerinin çok parçalı figürlü olanları bu dönemdeki eserleridir. Yine bu dönemde tuvale boya sıçratma, hologramlar, optik yanılgılar ve stereoskopi gibi pek çok değişik teknikle denemeler yaptı. Müzede bu denemelerinden örnekler görülüyor.

 
Solda Musa Heykeli ve Ahtapot; sağda ise kuşa benzeyen yaratığın karnında şeytan...

 
Yatak Odası ve buradaki komidin...

Dali gizemli resimlerinin içinde başka imgelerde saklar! Öğrencilerim, Dalinin bazı eserlerindeki "saklı imgeleri keşfedelim" etkinliğini çok severler! Bazı eserlerine gözlerinizi kısarak bakarsanız ilk baktığınız eserden farklı figürleri görebilirsiniz. Dali, herkesin kendisinin deli olduğunu düşündüğünü ve buna hiç aldırmadığını belirtmiş. "Bir deli ile aramdaki tek fark, ben deli değilim" diyerek insanları yine düşündürmüş! 1936'da başlayan ve tüm İspanya'yı kaosa sürükleyen İspanya İç Savaşı, 1939'da General Francisco Franco'nun galibiyetiyle sona erince, Dalí ispanyada yeni kurulan faşist rejimi desteklediğini açıkladığında, çoğunluğu Marksist olan ve Dali'nin abartılı dikkat çekme çabalarından zaten hoşlanmayan sürrealistler, Dali'ye açıkça sırtlarını çevirdiler. Sürrealist grubun önderi Breton, Salvador Dalí'nin ismindeki harflerin yerini değiştirerek iğneleyici bir anagram çıkarmış: Avida Dollars (Dolar Heveslisi)! Bence Daliden çok Gala'sı dolar heveslisi! Dalí ise cevap vermekte gecikmeyerek: "Sürrealizm benim" diye karşılık veriyor bu eleştirilere! Sürrealistler ve Dalí arasındaki çekişme, Dalí ölene kadar devam ediyor. Zaten Dali ve Galayla ilişkileriyle ilgili şehir efsaneleri epeyce insanları meşgul etmiştir. Açıkçası bende Dali'nin dâhiliğini ve yeteneğini kabul etsem de Picasso'yu Dali'ye tercih ederim. 

 
Dudak mı koltuk mu?; Yukarıdan camdan bakınca ABD'li tiyatro ve sinema sanatçısı Mae West...

 
Bir tavanda banyo bir diğerinde ise devasa "The Palace of The Wind"...

Müze 1974'te açıldıysa da, Dali 1980'lerin ortasına kadar ufak eklemeler ve değişiklikler yapmaya devam etti. Salvador Dali ve Gala tanışınca birbirlerine vurulurlar ve Gala, kocasını (gerçeküstü şair Paul Eluard) ve çocuğunu terk ederek kendinden 10 yaş küçük Daliyle 50 yıl, ölünceye kadar bu aşktan hiç pişmanlık duymadan yaşar. Zaten resimlerde de görüyoruz ki Dali'ye ölünceye kadar ilham perisi olmuş Gala! O öldükten sonra, adeta kendisini ölüme terk eden Dali, 1989da Figueres hastanesinde, 84 yaşında ölür. Dalinin cesedi ilaçlanır ve Figueres'deki müzesine hakim olan dev kubbenin altına gömülür.

Müzeye girişte, avluda ilk olarak Dali'nin sürrealist anlatımı ile bir Artemis heykeli görüyoruz. Artemis'in üstünde durduğu içinde yağmur yağan siyah Cadillac araba ise Dali'nin zamanında kullandığı arabalarından biri. Arkasında araba tekerleklerinden uzun bir palmiye, palmiyenin üzerinde Galanın tasarımı bir kayık, Akdeniz'in dalgalarını betimleyen zamanında kendi kullandığı kayığın altındaki dev damlalar, arabada yağmur yağdığında açılan siyah bir şemsiye! Adı Car-Naval. Car öndeki araba, Naval ise üstteki kayık.

 
Solda yemyeşil cenneti gözetlemek, sağda ise Dali'nin tutkulu aşkı Gala...

 
Ben optik oyunların peşindeyken Dali, Gala'sıyla yine şaşırtmaca peşinde...

Müzenin giriş katında Dali'nin oto portresi ile Picasso'nun sürrealist bir portresi var. Fotoğraf makinesinin kadrajından, ya da gözlerimizi kısarak baktığımızda resim Abraham Lincoln, çıplak gözle baktığınızda ise  Galanın sırtının göründüğü nü tablo. Dali bu resimle ilgili şöyle demiş:  "Sevgilimin çıplak resmini burada görebilirsiniz, ama onu yanınızda götüremezsiniz!" Yukarıya baktığınızda atlayıp atlamamakta tereddüt geçiren, ya da düşmek üzere olan bir çıplak erkek figürü var. Gerçekten bu ev insanın düş gücünü zorlayan, mucizeler evi sanki. Sanatsal mucizeler! Özellikle gençlerin görmesini isterim bu evi. Farklı düşünebilmek ve yaratıcılıklarını tetiklemek için! Zaten paskalya nedeniyle, okullar tatil olduğu için, yüzlerce öğrenci doldurmuş müzeyi. Büyük bir ilgiyle, hocalarının refakatinde, müze çalışma kağıtlarıyla inceliyorlar. Notlar alıyorlar, yanıtlıyorlar soruları.  Belleklerine yerleşen bu görselleri uzun süre unutamayacaklardır! 

 
Dalice gizemli eserlerden biri-Ne görüyorsunuz?...

 
Aman görüntüyü kapatmayalım...Antoni Pitxot'un odasına giden kapı...

Bir de sanatçının büyük aşkı Gala'ya ithaf ettiği bir mücevher koleksiyonu var müzede. Dali resim ve heykellerin yanı sıra, çeşitli taş baskı eserler, kitap illüstrasyonları, tiyatro dekorları- kostümleri üretmiş, fotoğrafla uğraşmış ve "Bir Endülüs Köpeği" adlı avangart bir kısa film dahi yapmıştır. Müzenin geniş olduğunu söyleyemem. Ama içindeki yaratıcılık ve deha bu mekândan çok büyük. Derslerimde yeni bir konuya başladığımızda,  öğrencilerime şöyle derim: İlk aklınıza gelen düşüncenizi uygulamayın. Birçok kişinin aklına gelebilir. Düşünün, düşünün, eskizlerinizi çizin. 10. belki de 100. düşünceniz daha iyi olabilir. Bazen küçük yaştaki öğrencilerimden; "çok düşündüm öğretmenim. 500. düşüncemi yapabilir miyim", diye yanıtlar alırım. Ben de "Ne kadar çok sayıda düşünce üretirseniz, başkalarından bir adım daha önünde olursunuz" derim. Daliyi düşünüyorum müzeyi gezerken, kim bilir eserleri için ne çok çalıştı... Bu yaratıcı ve şaşırtmacalı mekân başımı döndürüyor. Yaratma makinesi gibi Dali. Sanırım derin bir aşkla bağlı olduğu Gala onun güdüleyici bir takıntısı, motivasyonu olmuş.  Akıllı ve hırslı Gala ve öğrencileri, menajeri de çok uğraşmışlar burayı oluştururken.  Gala sonraları onun hem danışmanı, hem de servetinin yöneticisi de olmuştur.

 
Bir tarafta eğitim devam ederken bir tarafta da öğrencilerin çalışma kağıtlarından örnek...

Salvador Dali'nin ünlü eserleri özellikle Gala'nın portreleri, Salvador Dali'nin aynaya bakarak çizdiği otoportreleri, birkaç sayıda ünlü ressamların eserleri ve loş bir odada Dali sergisini inceliyoruz. Merdivenden çıkıyoruz, Amerikalı ünlü oyuncunun yüzünü üç boyutlu kocaman bir sanatsal oyuncağa çevirdiği "Mae West Odası"nda dudak figürlü kırmızı koltuk ve burun şeklinde şömine. Bu odaya çıplak gözle bakıldığında sadece dudak gözükürken yine kuyrukta bekleyerek daracık portatif bir merdivenden platforma çıkıp dev bir büyüteç camdan baktığınızda oyuncunun yüzü görünüyor.  Tavanda ki küvet, çekmece ters olarak yerleştirilmiş."Eeee Dalinin banyosu da böyle olur diyoruz." Aynı yerde yuvarlak bir gözetleme deliğinden "Cennet" adlı üç boyutlu manzarayı seyrediyorum. Arkamda kuyruk olmasa daha uzun süre bakmak istiyorum. Bu manzara insanı hipnotize eder!

Antoni Pitxot'un bir eseri....

 
Solda Mücevher Müzesi'nden hareketli mücevher, sağda ise "Bir matadorun halüsinasyonu" eseri...

Yatak odasında da ejderhalı karyola, yanında orangutan iskeletinden lamba var. Aynı odada ilginç bir komidin, İstanbul'dan gelen ayakkabı boyacılarının kullandığı sandık var. O kadar kalabalık ki müze birçok bölüme bakmak için kuyruğa giriyoruz. Sürprizler her yerde... Pencerelerde, tavanlarda, duvarlarda, yerde, köşede! Yorumundan çok kopyası diyebileceğim Mikelanj'ın Musa heykeli ve heykelin üstünde ışıklı dev ahtapot, içinde şeytanı barındıran kuşa benzeyen devasa sürrealist heykel, çıplak mankenler, gözetleme delikleri, kaşıklardan yapılmış heykeller, insan vücudundan çıkan çekmeceler... Keşif yolculuğumuz sürüyor ve sürreal dev bir portrenin ağzından geçerek S.Dalinin yakın arkadaşı, İspanyol ressam Antonio Pixot'un eserlerinin olduğu bölüme ulaşıyoruz. Taşların formu ve dokusundan yararlanarak eserler oluşturmuş ve bu düş dünyasında yerini almış ressam. Müzeyi yine sıra dışı ışıklandırmalarıyla birlikte gece de gezebiliyorsunuz.  4000'e yakın eser olduğu söyleniyor bu müzede. Birbiriyle bağlantılı eserler, ünlü resim ve heykellerin Dalice yorumlamaları, ayrıntılar... İki günde burada inceleme yapsam yine kaçıracağım çok şey olacaktır. Dört saat süren ziyaretimizin, ardından genel bir izlenim edinebildiğimi hissediyorum. Kaçırdığım birçok şeyin kaldığını düşünerek! 

 
Müze dükkanında- Dalinin takıntısı yumurta yani doğum ve diğer objeler...

Vakit nasıl geçmiş anlayamadan dışarıya çıktığımızda, farklı bir kapıdan girerek, neredeyse karanlık bir ortamda, sadece Dalinin tasarladığı mücevherlerin ışıklandırıldığı yine birbirinden ihtişamlı ve şaşırtıcı 39 parça altın mücevheri inceliyoruz. Mücevherlerin bazıları hareketli. Müzenin içinde Dalinin eserlerinden yorumlanarak, ya da kopya edilerek yapılan yüzlerce objenin satıldığı iki dükkân var. Birkaç obje ve Dalinin çocuklar için müzeyi tanıtan kitabını alıyorum. Müzeden çıkınca, dışarıda müzedekilere göre daha ucuza hediye bulabileceğiniz dükkânlar da var. Hediyelik eşya dükkânlarına bakacak ruh halini bulamadığımızdan müzenin yanındaki kafelerden birine oturup, güzel bir kahve içimiyle bu rüyadan uyanmaya başlıyoruz. Yine aynı Vakfın işlettiği, 40km ilerideki köyde "Gala Dali Şatosu Müze Evi"ne gidecek zamanımız olmadığı için, tren saatimize kadar bu güzel kasabanın şirin kafelerinde oturup, gördüklerimizin sınırları zorlayan yaratıcılığı karşısında paylaşımlarda bulunarak vaktimizi keyifle geçiriyoruz.  

Sanatseverlerin Dalinin dâhice ve delice hazırladığı sergi açılışlarını merakla beklediklerini ve ilginç sergi açılışlarında yaptığı çılgınlıkları anlatıyorum. Dali'nin Mağribiler'in soyundan geldiğini iddia etmesini,  her şeye, lüks hayata, süslü, abartılı ve doğu kıyafetlerine olan düşkünlüğünü" de "Arap kökeni"ne bağlamasını konuşuyoruz. Bu evi gezdikten sonra artık Dali ile ilgili şeylerin bizi şaşırtmadığını hissediyor ve bizi Barselona'ya götürecek trenimize biniyoruz.

Görüşmek üzere...



















 Yazılan Yorumlar...
fatma Dursun
(17 Mayıs 2014)

Barselonaya yaptığım yolculukta Figueres ve Dali Müzesine ben de uğramıştım. Mutlaka gidilmesi gerekir.
Şükran Hanım sizinle birlikte gezmek daha da güzel olurmuş. Harika anlatımınızla çok güzel bilgiler vermişsiniz.

...
(07 Mayıs 2014)

Şükran hanımcığım harika! Kaleminize sağlık..

Erdin İVGİN
(06 Mayıs 2014)

Dünyada görülmesi gereken müzelerden olan bu müze beni de çok etkilemişti. Dali kendi tasarlayıp, tek tek yerleştirdiği şaheserleriyle hayranlık uyandırıyor. Müzenin her köşesinde bir ilginçlik saklı. Her objeye dakikalarca bakıp içinde saklı olan gizemi çözmeye çalışıyorsunuz. Bu müzeyi fotoğraf makinanızla birlikte mutlaka gezin.
Sükran Hanım'a bu açıklayıcı güzel yazısı için teşekkürler ederim.

Meb
(06 Mayıs 2014)

Fotoğraflar ve yorumlar harika ,seninle keşfe çıkmak çok güzel teşekkürler.:)

KEZO
(05 Mayıs 2014)

Keyifle gezdiğim Dali yi seninle bir kez daha yeniden keşfetme fırsatı verdiğin için teşekkürler ...Bir ressamla gezmenin ayrıcalığını yaşadım kalemine sağlık...

Setenay Süzer
(04 Mayıs 2014)

Dali müzesi ancak bu kadar bilinçli gezilir böylesi güzel yorumlanır.Başta NY Momada,Avrupa modern müzelerinde ve İstanbula geldiğinde Sabancı müzesinde,Tophane-i Amirede ki İlahi Komedya, Sürrealizmin izleri sergisini görebildiğim Dalinin asıl mekanını sayenizde çok güzel gezip gördük.Sonsuz teşekkürler Şükran hanım.Fotoğraflar da harika.

 Yorum yazmak isterseniz...
 
Yorum Yazabilmek İçin Üye Girişi Yapmalısınız.