Gezi Alemi

e-Posta:    Şifre:     Kaydol | Şifremi Unuttum
 
Gezi Alemi ::::: Türkiye ::::: Antalya ::::: 40 Yıl Sonra Side (Açıkhava Müzesi)        
Ülke Şehir Ekleme Düzenleme Gezi Tarihleri Okunma Yorum Yazan 
Türkiye Antalya 08 Haziran 2024 01 Ekim 2023
05 Ekim 2023
645 3 Şükran Şahin 

 40 Yıl Sonra Side (Açıkhava Müzesi)
 (Gezi)

Side belleğimde çok katmanlı uygarlıkların kenti, tarih kokan, doğal, huzurlu bir güzel olarak yerini almıştı. Tam 40 yıl sonra Ekim ayında Side ile yeniden buluştum. Doğal, kendi halindeki anımsadığım bu güzel Side sakladığı mücevherlerini haşmetli bir şekilde ortaya döktüğüne şaşırdım. Belleğimde ikilemlerle dolaştım antik kenti günlerce, biraz tedirgince! Kentin sakladıklarını bir bir ortaya çıkardığına tanık olunca sevindim ve fakat acaba bu yeni çehresini koruyabilecek mi gibi sorular kafamda uçuştu. Antik kentle modern yaşamın içiçe olduğu bu kentin antik kalmasını tüm ruhumla dileyerek geçmiş uygarlıkların rotalarının izini sürdüm ve kendimi bir geçmiş zaman yolculuğunda buldum.

Konakladığımız yerden de manzaramız çok güzeldi ama Apollon Tapınağı bir başka güzel elbette...

Antalya'nın Manavgat ilçesine bağlı bir yarımada olan Side'nin, M.Ö. 7. yüzyıldan önce kurulduğu tahmin ediliyor. Pamfilya'nın nar kokulu şehri olarak bilinen Side; eski Anadolu tanrıçalarının kutsal meyvesi olan "Nar" anlamına gelmekte ve aynı zamanda nar sembolü Side kentinin amblemi olarak da kullanılmakta. Bu liman kentine sırasıyla Hititler, Lidyalılar, Persler, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar egemenlik hüküm sürmüş. Side Antalya'nın en önemli antik kentlerinden Pamphylia bölgesinin en önemli liman kentlerinden biri olmuş. Pers ve Makedon egemenliklerinden sonra geç Helenistik Dönemde bağımsızlığını kazanmış.

Yemek yerken zeminde tarihe tanıklık etmek ilginç...

Başta Apollon ve Athena olmak üzere Aphrodit, Ares, Asklepios, Hegaia, Kharitler, Demeter, Dionysos, Hermes gibi birçok tanrıya inanıp tapan Sideliler, M.S. 4. yüzyılda Hristiyanlaşmaya başlamışlar. M.S. 5. yüzyılda Piskoposluk Merkezi olunca, iki yüz yıl boyunca en parlak piskoposluk dönemini yaşamışlar. Roma dönemiyle birlikte ticaretin merkezi konumuna gelmiş. Sonraları kent yağmalama ve yangınlara karşı pes etmiş, çoğu Antalya tarafına göç etmişler.

Side çarşısı ve devamında limandan bir kesit...

Bir tarafta Girit Müzesi'nde tarihe yolculuk yaparken öte yanda Side plajında parasailing ...

19. yüzyıl sonunda Girit'ten gelen Türk ailelerden bazıları Side'ye yerleştiriliyor ve sultanın oğlu şehzade Selim'in adından hareketle Selimiye Köyü adı veriliyor. Bugünkü köyün çekirdeğini de oluşturan köy zamanla tüm yarımadayı kaplamış. Daha ayrıntılı bilgiler için google teyzemiz size sınırsız bilgiler sunuyor.

Oteller bölgesi oldukça canlı ve kalabalık...Gezimiz Side Uluslararası Halk Dansları Festivali'ne denk geldi...

Antik Kentin içinde deniz kenarında rezervasyon yaptığımız pansiyonumuza gitmek için, Antik Kent girişindeki görevlilere pansiyona yerleşeceğimizi söyleyerek izinleriyle kente arabamızla giriyoruz. Hemen pansiyona eşyaları bırakarak geri dönüyor ve Belediyenin otoparkına arabamızı yerleştiriyoruz. Antik Kentte hiçbir şekilde trafik yok ve yasak. Kentin iyiliği için sunulan kurallar ve yaptırımları destekliyorum.

Agora'dan Antik Kent koridoru...

Bütün dönemlerin izlerine saygı ilkesi kapsamında; orijinal eserlerin korunarak tamamlanması uygulamalarını beraberinde getirmiş Side'de. En güzel örneği Side Apollon Tapınağı. "Side Antik Kentinin Koruma İmar Planı ve Dönüşümü Projesi" ile geleneksel dokunun ve Antik Kentin koruma planı kararlarıyla koruma genişletilerek bugünkü halini almış ve daha çok devam edeceğe benziyor. Ülkemizde antik mekânların korunması süreci birçok disiplini barındıran çok göreceli ve çetrefilli durumları barındırıyor. Plansız gelişme, rant kaygıları, siyasi kaygılar, toplumsal sorunlar vb. tarihi birikimlerin zarar görmesine hatta yok olmasına kadar gidebiliyor.
 
Adım adım Antik Kent yürüyüşümüze devam ederken karşımıza Antik Tiyatro çıkıyor ...

Antik Tiyatro girişi ve Vespasianus kapısı...

Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü, Rölöve Anıtlar Müdürlüğü, Koruma Kurulu, Side Müze Müdürlüğü, Anadolu Üniversitesi, yıkımları gerçekleştiren Manavgat Belediyesi sürece önemli katkılar sağlamışlar. Tabiî ki öncelikle Türkiye'nin ilk kadın arkeoloğu Jale İnan'ın katkıları ve onlarca bilim insanımız, arkeologlar eşsiz Side'yi geçmiş uygarlıklarını ve kültürünü özenle görünür kılmışlar. Yerin altında daha çok uyuyan güzeller bulunuyor ve tarih buna yıllar içinde tanıklık edecek. Side'de kaçak yapılar yıkılmış, eski az katlı Side evleri restore edilmiş, tarihi yapılar onarılmış, birçok arkeolojik kalıntılar ortaya çıkarılmış. Bazı yerlerde açıkta sergilenen bazı yerlerde ise cam döşemeler altında sergileniyor. 

Solda bir anıt mezara ait alınlık, sağda ise Vespasianus Çeşmesi ve Anıtı...

Zaman içinde cam kirlendiği için saydam olarak görüntüde kısmen zorlanılsa da teknoloji o kadar hızla gelişiyor ki, cam zeminlerin yerine farklı daha ergonomik buluşlar olacağına inanıyorum. Türkiye miras zengini bir ülke. İzlediğim kadarıyla Side dünya turizm destinasyonları arasında her geçen yıl özel bir konuma kavuşmaya devam ediyor. Side'deki yüzlerce otel (Barut Otellerinin yaptığı gibi) bir tapınağa, ya da anıtsal bir yapıya sponsor olsa dönüşüm daha hızlı olabilir. Uyuyan güzel Side'yi uyandıranlara ve uyandıracaklara teşekkürler ziyaretçiler adına. Side projesi Anadolu'nun uyuyan güzelleri için şimdilik örnek bir proje olmuş gibi görünüyor.  

Müze bahçesinden kareler...

Antik Side de gezilecek yerler için, Manavgat Belediyesinin (0242 753 13 67) Turizm Enformasyon Ofisinden aldığımız harita ve broşürlerden yararlandık. Kent plajlarıyla, eski evleriyle, sokakları, ortaya çıkartılan kalıntılarıyla, dükkânları, kafe ve restoranlarıyla zaten iç içe. Adım adım dolaşın derim. Her köşesi ayrı bir hazine. Agora Hamamı içindeki Side Müzesi ve Bahçesi ve içindeki eşsiz eserleriyle sizi büyülüyor. Apollon Tapınağı gece ve gündüz ışığıyla şiirsel görkemiyle sizi şaşırtıyor. Athena Tapınağı, Antik Tiyatro, Vespasionus Anıtı, Tyche Anıtı, Devlet Agorası, Bizans Hastanesi, Anıtsal çeşme (Nymphaeum) Tike (Tyche) Tapınağı unutulmaz. Kentin merkezinde Girit kültürünü yaşatmak için yapılmış Girit Müzesi'de var. Side Ekim ayında ayrı bir kolaylık, limonata gibi havası, sıcacık berrak ince kumlu plajları unutulmaz bir tatil sunuyor size. Pansiyonumuzun yanı başındaki Belediyenin işlettiği Nar 3 plajından memnun kaldık. 

Side Müzesi'nde havuz ve güneş saati ile Müze'den heykeller ile lahitler...

Biz antik kentin içinde konaklamaktan yana tercihimizi kullandık, pişman da olmadık. Yüzlerce otelin olduğu antik kentten yürüyerek gidebileceğiniz oteller bölgesi de bir seçenek. Her şey dahil ağırlıklı bu otellerin çoğu sıra sıra deniz kenarında. Kentin içinde ya da oteller bölgesinde bir tatil düşünürseniz önceden rezervasyonlarınızı yaptırmanızı tavsiye ederim. Yabancı turistler bir sene önceden rezervasyonlarını yaptırıyorlar. Sıcaktan hoşlanmıyorsanız temmuz ağustos ayları dışında tercihlerinizi yapabilirsiniz. Ayrıca ekim, kasım aylarında oteller bölgesinde fiyatlar indirime giriyor. 

Side Müzesi'nden rölyefler...

 Ağırlıklı olarak Rus turistlerin olduğu Side'de, yeme içme fiyatlarının standardı yok, hatta az sayıdaki Türk turistlerle lütuf olarak indirim pazarlığı yapıyor esnaf. Bizim gibi antik kentte sadece kahvaltı konaklamalı kalıyorsanız eğer, gitmeden önce yemek yiyebileceğiniz yerlerin araştırmasını mutlaka yapın. 2. gün bu yola başvurduğumuzda, 1. günkü uçuk fiyatlarla karşılaşmadık şükür. Manavgat Belediyesinin Sideliler ve Türk ziyaretçileri için diğer turistik yerlerde gördüğüm ekonomik fiyatları olan belediyelere ait restoranlardan birkaç tane burada olabilir.  Side'de yeni açılan Girit Kahvesi örneği gibi. Benim gibi antik kenti gezerken eğer çevre kirliliğine, bol sayıda pet şişelere, izmaritlere rastlarsanız, normal seviyedeki desibelin üzerinde olan müziklerden rahatsız olursanız eğer, Manavgat Belediyesinin web sayfasından şikâyet ederseniz olumlu anlamda geri dönüş alabiliyorsunuz. Bu dünya ortak evimiz. Sorumluluk hepimizin. 

Solda Herkül Heykeli, sağda ise Roma dönemi mezar steli...

Side'ye gelmeden önce hala doğal kalabilmiş Çıralı'da 1 haftalık tatil yapmıştık. Çıralıdan Side'ye geçerken Perge Antik Kentinin son halini görmeden olmazdı. Perge'yi görmek, gezmek, öğrenmek lazım. Side'den Ankara'ya dönerken de tek mola seçeneğimizi Köprülü Kanyon Milli Parkında kullandık. Pişman olmadık. Buz gibi sularına dalıp çıkmak ayrı bir keyif, isteyenlerinde rafting yapabildiği bu coğrafya tam bir saklı cennet.

Geze kalın.

 













 Yazılan Yorumlar...
_canan_
(20 Haziran 2024)

Sevgili Şükran Hocam, Sidenin tarih kokan sokaklarında yaptığınız keşifler ve antik kalıntıların arasında zaman yolculuğu çok etkileyici. Özellikle antik kent ile modern yaşamın nasıl iç içe geçtiğini ve bu dengeyi koruma çabalarınız. Yazınızı okurken ben de o tarihi sokaklarda yürüyor, Apollon Tapınağının ihtişamını hayal ediyor gibi oldum. Teşekkürler, bu samimi ve içten paylaşımınız için!

Şükran Şahin
(19 Haziran 2024)

Gerçekten Side görülmesi gereken bir yer, antik kent, çevresi, sahilleri, deniz sporları turistleri fazlasiyla memnun ediyor. Ancak çok pahalı antik kentin içi. Buna bir çözüm bulmak gerekiyor.

EvrimŞ
(17 Haziran 2024)

Side beklediğimizden daha büyükmüş, bu yazı da bize gitmeden önce fikir verdi. Haziran sıcağında bugün sadece antik kenti gezebildik ama müzelere de Manavgattan ayrılmadan önce gideceğiz, heykeller ve lahit fotoğrafları çok etkileyici görünüyor.

 Yorum yazmak isterseniz...
 
Yorum Yazabilmek İçin Üye Girişi Yapmalısınız.