Ahmet Yesevi Üniversitesi'nde görevli olarak çalışmak için 2007 yılında ilk kez Türkistan'a gittim. Dört yıla yakın çalıştığım bu şehirde aradığım dinginliği, huzuru ve mutluluğu buldum. Bu nedenle Türkistan, yaşantımda çok önemli bir şehir oldu. Kader, hiçbir zaman unutamayacağım harika bir süreci bana hediye etti. Bu süreçte Kazakistan'da gerçekleştirdiğim 3 fotoğraf sergisinde pek çok
fotoğraf kullandım. Sergilerde Türkistan'a ait özelliklerin sadece bir kısmını gösterebildim. Sergiler daha çok sanatsal fotoğrafları içerdiğinden, kentin gizli kalmış güzelliği ve onun özümsenmesini sağlayacak pek çok unsur geniş kitlelere başka bir şekilde sunulmalıydı. Ayrıca, Türkistan sürekli gelişen ve değişen bir şehir olduğu için söz konusu tarihler arası görüntülerin asıllarının gelecekte yok olabileceği düşüncesi, fotoğrafları bir kitap içinde toplamanın daha mantıklı bir yol olacağını ortaya koydu.
Bu kitapta, Ahmet Yesevi Üniversitesi'nde görevli olarak çalıştığım 2007-2011 yılları arası Türkistan'a ait fotoğraflar bulunmaktadır. Türkistan'ın ve tüm Türk dünyasının en önemli sembolü olan Ahmet Yesevi hazretlerinin ihtişamlı türbesi, her Türkistanlının günlük yaşamında çok önemli yer tutan azarın renkli görüntüleri, görülmeye ve yaşanmaya değer özellikteki Nevruz kutlamaları kitapta önemli yer tutmaktadır. Türkistan'da tandırdan yeni çıkan sıcacık ekmeğin, içi turuncu renkli bal gibi tatlı, kokulu kavunların, kırmızı karpuzların ve sonbaharda siyah aromatik çekirdeksiz üzümünün tadına doyum olmaz. Kazaklar için en önemli besin maddesi olan sığır ve koyun eti yanında özellikle kışın tercih edilen at eti ve bundan yapılan "kazı" denen sucuk, beşparmak ve pilav yemekleri de
Türkistan mutfağının olmazsa olmaz yemekleridir. Ya şaşlık denen şiş kebaba ne demeli? Herkes onu denemeli. Tüm bu görüntülerin yer aldığı kitapta, okuyucuları sıkmamak ve akıcılığı sağlamak için fotoğrafların açıklamaları oldukça kısa tutulmuştur.
Kazakistan'ın hem nüfus hem de yüzölçümü bakımından en küçük kentlerinden birisi olan Türkistan, Güney Kazakistan Eyaletine bağlı, 100.000'i aşan nüfusuyla küçük bir şehirdir. Eski adı Yesi olan bu şehirde yaşayan ve türbesi de burada bulunan ünlü Türk düşünürü ve Türk Dünyasının ortak atası kabul edilen Hoca Ahmet Yesevi nedeniyle Türkistan'a, Kazakistan'ın "kutsal başkenti" denmektedir.
Türkistan'a tren ya da otoyolla gelirken üzerinde çeşitli otsu bitkilerin bulunduğu uçsuz bucaksız araziler görülür. Bu topraklarda otlayan koyun, sığır, at ve deve sürülerini yaz kış görmek mümkündür. Türkistan'a doğu yönünden Çimkent yolu ile girdiğinizde yolun sağında sizi yalın mimarisiyle küçük bir kule karşılar (solda). Kulenin köşeli mavi kubbesi ve "Türkistan" yazısının mavi rengi, kentin huzurunu hemen girişte size gösterir. Bu yapının karşısında çoğu gelin ve damadın düğün öncesi gelip hatıra fotoğrafı çektirdiği estetik deve heykelleri vardır.
Şehrin girişinde, bir elinde kımız (at sütü), bir elinde kımran (deve sütü) ile Kazak misafirperverliğini sembolize eden dev "Kazak kızı" heykeli bulunur. Heykel, kentin tek üniversitesi olan Ahmet Yesevi Üniversitesi'nin giriş kapısına çok yakın yerleştirilmiş olup, heybeti ve estetiği ile dikkat çeker.
....
Efsane Topraklar - ŞENLİKLER (PDF) / http://www.ayu.edu.tr internet sitesinden indirebilirsiniz